Bu Öpüşün Resmi Yok
HAYRETTİN TAYLAN
yalnızlığın koynunda bahanelerin uyur aşk kendine sarılır ve uyandırır sensizliği günahı aşırır gitmelerin gecesini asi olmuş vefadan vuslatın şavkı vurur yakamozlarına bir gün yastığıma başını koyma gölgesi yoldaş olur yaşama kavrulur bekleyiş acıyı içten emen tutkunun bebek sesinden senli bir şarkı güftelerim sazım sen küskünlüklerin mağarasında bulurum seni hıncını alır hazinler hüzünler denizinde aşk yılanına sarılır sensiz kirlenmiş sularında susuz kalır yalanlarım sevgi halatların kopar kopma anımda kalbimin cehenneminde hesap defterimi çalan ayrılık kapışılmış kavuşmaların ateşini sunar yaramın yaması közlenir özüne susamış bir bebeğin can leğeninde canlanır senli damarım beni keser küskünlükler bende susar sevilme keşkelerim sorgusuz seni arar yoksun, hangi uzağın yılan ininde kendine sürünüyorsun sancısız eriyen en güzel yılların yol haritasında hangi şehir sana şehir,hangi aşk çölünde ölümsüzümsün neden ile eden arasında taşınan hangi anın sonsuzusun Çok uzak zamanların kırık aynalarında suçlarım taranır Bir gelişin dökülen saçı düşer gözüme hayat çift kişilikmiş gel çıkar gözümden özünü huzurun odasındayım, zevkin gökkuşağında tenim renklenir örgeli içlenişlerle örgülü kapını kapatma arayışlarımdan ben sana yakından akan bir tutku pınarıyım her an akar, her özleyişte paklanır sana |
Keşkelerin girdabında uzaklara teslim olmuş bir sevdanın ardından yakılan ağıt gibiydi eseriniz.
Anlatımıyla özge duruşunu asilce sergileyen eserinizi candan kutlarım.
Saygılarımla.