Yüreğimin Sedası
Yüreğimin sedasının yolunda, davet-i huzurun başındayım.
Asıl saadeti aramak için çıktım yola acep bulunur mu ki ola? Yürekten inanmak var ya işin içinde, Hedefe giden yolun yarısı çözülmüş ümidi ta en başında… Arıyorum bilinmezlerdeyim, Ama bir ses var beni sürükleyen en diplerdeyim. Beni benden içeri alıp da enginlere götüren sükûnet; ne zaman? Can bula cananını, duyura sesini figanının. Sabrederim, bilirim ki bu seda özün habercisi, Nasıl kulak vermem ki gönül sevdası. Alıp sürükleyecekse bilinmezlerdeki nadide güzel ruha Ve arayışçı ben-i götürecekse saadet-i ebediyete… Nasıl varım demem ki tüm kalbimle, gönlümle ve ruhumla davet-i huzuruna. Geldim işte tüm benliğimle kapındayım açar mısın? İlminin feyzini, Yoksa o masumiyete değer bulmayıp ret mi edersin aşkına virane ben-i? Açılan kapında emrine amadeyim, beyaz bir sayfayım yaz yazabildiğin kadar… Şayet kapanır kapın kilitlersen ve mahrum bırakırsan bu hazinenden natamam ruhumu, İşte o zaman deli divaneyim yırtıp atabilirsin artık kara bir sayfayım. Gezerim yer demiyim gökte miyim, hangi su temizler söyle paklanamayacak kadar kirli miyim? Umutsuz değilim, ben böylesi yürek dağlamışsam ve canımla baş koymuşsam yoluna, Elbet çözüm vardır bu kilitlenen kapın açmaya… Bak bu gönül sedası ne der? Der de dinler mi âşık kimin ne dediğini. Bu coşkun yürek harekete geçmiş atmak ister, ilmek ilmek işlenmek ve beyazının saflığında sayfa sayfa yazılmak ister. Bilirim her güzelde vardır bir zor, Her ne olursa olsun aşacak bunu bu can, ne ateş dinler ne de kor. Gel ey! Divane gel, bu içten yakarışa dayanabilir mi ki can Hangi gönül açmasın kapısını kıyılır mı senin gibi canana… Yüreğinin sedasıyla dal bakalım muhabbetinin fedaisine, Daha da bulamaz isen cananını, o zaman sal ver gitsin Hak bula fermanına canın... Her daim sevgiyle ve yüreğinizin hoş sesiyle kalmanız dileğiyle...Seda |
Umarım beklediğin kapı bu içten münacaatına dayanamayıp ardına dek açılır..