İstanbul Ağlamaklı
İstanbul ağlamaklı anne
Saçlarına ak düşmüş bir kadın misali. Başındaki gri bulutları dağıtmak istercesine, Saçlarını savuruyor. Savururken, estiriyor da aynı zamanda. Esen yellerinde yanaklarım üşüyor anne. İstanbul ağlamaklı anne Yüzü çizgi dolu bir kadın misali. Çizgilerini sorgulumak istercesine, Geriye dönüp bakıyor. Baktığında, korkutuyor sensizlik anne. İstanbul ağlamaklı anne Ruhunu kaybetmiş bir kadın misali Ruhsuzken bile hüzünlü gözleri. Gözlerinde bir boşluk var. Bu boşluk öldürüyor beni anne. |
senden sonrasında bir başına
uçsuz bucaksız çöllerde
dümdüz bir koşu hayat
yüreğimin duvarlarına çarpıp düştüğüm
sensizlik yaralarım var anne.
Artık ıslatmıyor yüreğimin kurak topraklarını
Gözlerimde yatıya kalmış bulutlar
bir kuş yavrusu gibi seni bekliyorum
tüneğimde
Kavuşmak özlemi bu
sevgin
Hasretin hep yüreğimde
Solmuş bildiğin mavilerim
her sabah ölüme duruyor içimdeki yeşil
ben bu hayatın öyküsünü biliyorum anne...
Bir yazgıya
bir kadere inandık oldum olası
su boğar ateş yakar biliriz
insan doğar
insan yaşalanır ve ölür
dedim ya kader dedik
annelerde ölür anne
ama kabulüm değil bu yazgı
seni hep yüreğimde yaşatıyorum anne...
sevgili dostum bu nicedir sana yazılmış bir anne şiiriydi
şimdi kısmet oldu..
mekanı cennet olsun diyorum
ve onun mutlu olması için artık senin gülümseme zamanın geldi dostum..
gülümse artık...
sevgiler saygılar