Çerağ
Bir çerağ uyandırmışsın sultan kasrının lale kokulu sokağına,
Döne döne ateşini savururmuşsun mor lale tutan dilberlerin eteğine... Bakışım mahmurluktan değildi,şaşkınlığın dilimdeki sukuta duruşu, Yüreği aşkın narıyla kavrulan külhan beyzadesinin nurdan ateşte yanışı... Bir kor düştü matemle çevrili gönül sarayının tam ortasına... Sen ehli imişsin ateşte,bense bir acemi, külleri savuran fırtınada... |