MİNE ÇİÇEĞİM
bir beyaz güvercin hikayesi
sende ki bu alışıla gelmiş yaşam bu bir göç sonrası telaşe veryansın sessizligine aldırmadan ürkütmesi gibi dir. denizleri. karanlıkta yolu’nu bulmaya çalışan bir anka misali sıradan ama yorucu bir mevsim döküntüsüdür. alevler arasında kalmış eski bir resimin getirmiş oldugu o acı sıgınagıdır. belkide. uzunca isteklerin sıralandığı mavi eflatun karışımı yanlızlıktan sıkılmış bir damla suya ihtiyaç duyan mecnun çölü sanki tesadüf sonrası ellerimin sana kavuşması varsayalım boşa geçen ömrün en ağır faturası bu bende ki bakmaya kıyamadığım gözlerindeki ’MİNE’ karamsarlıgı anlamı olmayan hayat kurallarına anlam katan sözlerin haykırıyor bak yüreğim sensizlige sensiz doğacaksa da doymasın güneş, üşüsün bedenim çığ düşsün düşlerime sen yoksan benimde yokolmam lazım uzunca uzaklara gidip deli olmam lazım her neredeysen seni bulmam lazım beni bırakma papatyalar kaç gün dayanabilir ki susuzluğa ne zamana kadar ağlayabilir ki martılarda kokuna hasret tenim nasıl bırakabilir ki kendini çok zor oluyor böyle inan seni seviyorum herşeye rağmen her umutsuzluğa karşın seni çok seviyorum tercihimi kullanıyorum sen AŞK sın bende sana muhtaç yağmur damlası. uçurtmamsın pamuk şekerim gecem herşeyim sen benim MİNE ÇİÇEĞİM sevgilim hayalim |