güzel dizeler...
gerçeklere parmak basmış kalemin,kutlarım...

yüreğine sağlık.

Varsa çok zamanın,
Ona buna şahit ol!
Varsa çok varlığın,
Ona buna kefil ol!

Bir varmış, bir yokmuş;
Ömrümüz masal gibi!
Sevinçler, kederler
Kâğıttan helva gibi!

çokdoğru sözler yine gönül sesiniz dinmesin saygılarımla

Yine çok güzel şeler yazmşsın sevgili Seçil. Çok fazla değil 30 - 40 yıl öncesini düşünüyorum; bütün bu söylediklerine son derece dikkat edilir, özen gösterilirdi. Kimileri bu günkü yanlış toplumsal değişimi, bir "DÖNÜŞÜM" diye niteliyorlar. Onların dönüştürmek istedileri toplım yapısı yozlaşmış, orası burası eğrilmiş - bükülmüş bu günkü yapı olabilir. Dönüşüm, güzelleşme, yenileşme, kelimelerinde bizim anladığımız değişim bu gün yaşanan toplum yapısı değildir. Bu yozlaşmanın nasıl başarldığına bakmak lazım. Meselenin esası budur.
Esas değişim, iyiye, güzele, yararlıya dönüşü süreci, bizim devrim tarihimizle başlar. Namık Kemaller, Mithat ve ziya başalar, Tevfik Fikretler, hatta Mehmet Akif, daha unuttuğum birçok devrimci aydınımız 150 yıl önce başlattılar, değişimin dönüşümün devrimci hareketini. Bu hareketin sağlam bir yol olduğunu anlayan Büyük İnsan ATATÜRK ' ün daha da geliştirerek devrim hareketine bütün gücüyle sahip çıktığını görürüz.

İyiye, güzele, gerçek gelişmeye yönelik karşı koyuşlar da daha o zamanlarda başlar. Bu karşı çıkışlar zaman,zaman pusar, kendini saklar, çıkış yapacak, sesini duyuracak ortamlar arar. Bu ortamı buldumu hemen ortaya çıkar, bütün herşeye saldırır, devrimle kazanılmış bütün yapıları kazanımları yerle bir eder, süratle kendi yaplanmasını tamamlaya çalışır.
Kendi yoz yapılarını, iç ve dış düşmanlarla birliktelik sağlar, toplumun içine korkunç yıkım mühendisleri salar. Kendi amaçlarını gerçekleştirmek için, devrimlerle gerçekleştirilmiş güzel, yararlı, hatta hayati olan herşeye saldırır.
Bu günün aydını, toplumsever insanı çok iyi düşünüp, son derece akılcı ve gerçekçi yöntem ve yolları bulmak zorundadır. Bu söylenenler gerçekmi, yalanmı, hayal mahsulümü, bunu saptamak durumundadır.
Yani kısacası Aydın, yurrt ve toplumsever insanlar uyanmak, NE OLUYOR?....NE OLUYORUZ?..... diye
yaşanan durumları sorgulamak zorundadır.
150 YIL ÖNCE BİR GRUP DEVRİMCİ AYDINLAR, BÜYÜK CESARET VE KAHRAMANLIK GÖSTEREREK, İYİYE, GÜZELE VE GERÇEĞE YÖNELİŞİ BAŞARMIŞLAR. BUGÜNKÜ AYDINLARIMIZIN ELİNDE DAHA BÜYÜK İMKANLAR VAR, BAŞARI LI OLMAMALARI İÇİN HİÇ BİR NEDEN YOKTUR.
Sana ve tüm TÜRK aydınlarına sevgi ve saygılarımla sevgili Seçil bey kardeşim. Kemal Polat

Ah, sitem; vah, sitem!
Men kime sitem edem?
Ne bilem; ne diyem!
Kimseyle dövüşmiyem.

Hâl vardır ağlanan;
Ağlar iken gülünen!
Hâl vardır gülünen;
Güler iken ağlanan!

Kolay var, güç gelir
Özün gücüne gider!
Akıl var, geç gelir
Gücün hoşuna gider!

Kâh iniş, kâh çıkış;
Canı yorar bu yokuş!
Dayançla az alış;
Nedendir bu saç yoluş?

Ne zaman, ne mekân;
Değişen özde insan!
Ne felek, ne kelek;
Zarar veren, engerek!

Bir hırka, bir lokma;
Kifaflanabilirim!
Bir at, bir kat, bir yat;
Az hırslanabilirim!

Çokbilmiş az demiş,
Her zaman kanıksanmış!
Az bilen çok demiş,
Her zaman yadırganmış;

Varsa çok zamanın,
Ona buna şahit ol!
Varsa çok varlığın,
Ona buna kefil ol!

Bir varmış, bir yokmuş;
Ömrümüz masal gibi!
Sevinçler, kederler
Kâğıttan helva gibi!

Yüreğine sağlık.Kutladım selamla dost şair.

HER ŞEY BİZ İNSANLAR İÇİN
KATILMAMAK MÜMKÜNMÜKİ

YAZAN YÜREĞİ KALEMİ KUTLARIM

SAYGILARIMLA
SELAMLIYORUM

insan da insanlığını bilmez niçin
yanar yüreğim hep bunun için

duyarlı yüreğini kutlarım hocam saygılar.

Varsa çok zamanın,
Ona buna şahit ol!
Varsa çok varlığın,
Ona buna kefil ol!

Bir varmış, bir yokmuş;
Ömrümüz masal gibi!
Sevinçler, kederler
Kâğıttan helva gibi!

Yüreğinize saglık dost
saygılar..