ÇANAKKALE SAVAŞI
ÇANAKKALE SAVAŞI
Bir gün Çanakkale`ye yanaştı iki gemi, Rotası belli değil, Akdeniz mi, Eğe mi ? Yavuz ile Midilli, sanki çocuk oyunu. Türk Bayrağı çekerek, döndü Morto Koyu`nu. Şaka ile başladı, adına savaş dendi; Koskoca dört yıl sürdü, nice bedel ödendi. Bir Dünya Savaşı ki, iki grup oluştu; Ülkeler için savaş aslında mahvoluştu. İngilizler Alman`a, Almanlar Rus`a vurdu; Fark eden bir şey yoktu, aslen hepsi gavurdu. Almıştık başımıza, hem de püsküllü bela; Çanakkale Boğazı bize oldu Kerbela! Yıl Bin dokuz yüz on beş, On dokuz Şubat -Salı. Müttefikler doldurdu, ceset ile kumsalı. Yurdumuza İngiliz basar- basmaz ayağı, Fransızla beraber, yedi güzel dayağı. Arıburnu önünde başladılar akına; Orhaniye Tabyası, geliverdi yakına. Conkbayırı boşaldı, Koca Çimen`de yas var, Kaba Tepe`de kükrer, yedi başlı canavar. Kırmızıya boyandı, maviler, yeşil-aklar; İngilizle beraber öldü gafil Anzaklar! Yaralılar cabası, kol-bacak kopan aza; İki yüz elli üç bin şehit verdik boğaza! Tarihlerde eşine rastlanmadık bir olay, Yaşaması öyle zor, söylemesi çok kolay! Düşmanın bir gemisi, gelip zinciri kırdı; Göğsünü siper eden Türk Askeri, haykırdı : “Hürriyetten vazgeçmem, Türk`üm, er oğlu erim! Vatan için ölüme, seve seve giderim”! Sedd-ül Bahir üstüne gemiler top atarken, “Allah-ü Ekber” derdi, şehit yere yatarken! İngilizle Fransız, İtalya çok azmıştı. Milletimiz zaferi, hep kanıyla yazmıştı. Her sene Mart ayında hatırlarım adını. Avrupa da hatırlar, Osmanlı tokadını! Minnetle anıyoruz, şehidim selam sana! Kavuştunuz nihayet Ulubatlı Hasana. Anadolu`dan atmak, kolay değildir Türk`ü; Bütün Dünya tanıdı, kahraman Atatürk`ü! Kadın-erkek, yaşlı-genç; beraber verdik omuz. Göğsümüzü kabartır, her an şanlı ordumuz! Öldük-öldük dirildik, kuşatmaları yardık Düşmanların elinden yurdumuzu kurtardık. Dalgalanan al bayrak şerefimiz, şanımız; Çanakkale Zaferi unutulmaz anımız! |