PARÇA PARÇA
uyanacaksın
bakacaksın ki parça parçasın bir parçan Nijerya’da bir parçan Casablanca’da gözlerinde kanılmamış uykular Nil nehrine varacaksın hazin düşlerin ellerinde uyku sersemi ellerin bitkin ellerin senden uzak koşacaksın oradan oraya sahra güneşleri uzanmış olacak pencerene üşüyeceksin... oysa bu gece sana Peru’lu militanın okyanusa ıhanet gecesinin utancını getirmiştim yüreğinin potasında erit diye kaybolmuş coğrafyalarda yorgun uyanacaksın her parçan özgürlüğü arayacak seni bende bekleyeceksin oysa seni dün gece Peru’lu militanın okyanusa ihanetinde ufuklara salmıştım şimdiyse ben Peru limanında bir özgürlük savaşçısnın namlusunda sabırsız bir kurşun basınca savaşçı tetiğe gönderdiğim ufuklarda gözlerine saplanacağım benden kalan son mermi çekirdeğinde bir elin Nijerya’da bir elin Casablanca’da dağılmış bedeninle avucunda o soğuk mermi Peru’da kıyıya vuracaksın. Ayşegül Gökdemir Medeniyetler Paranoyası isimli tablom |
Picasso’nun Guernica’sını anımsarız...
Bağdat’ın bombalanması gibi günlerce gecelerce Hitler’in hizmetine sunduğu uçaklarla Frankocular’ın bombaladığı, Kondor Lejyonunca yerle bir edilen talihsiz kentin resmidir o. Taş üstünde taş kalmayan bir vahşetin resmi. Resimde kent görmeyiz ama o gri siyah beyaz tonlardaki parça parça göz, kafa, ayak figürlerden savaşın ürkütücülüğünü, vahşetini, gerilimini duymamak elde değildir.
1937 deki bu Guernica katliamını bize yoğun özgün ve simgesel biçimde duyuran, halada duyuran Picasso’dur, Sanatçıdır. Bu konuda şöyle bir anekdot anlatılır. Bir Alman General, Guernica’yı sergide görür, hemen Picasso’nun yanına yaklaşır ve birazda yılışık bir tavırla ‘’Bu tabloyu siz mi yaptınız? ‘’ der, Picasso şöyle bir Alman general’e bakar, ‘’Hayır siz yaptınız der’’ bu ne kadar anlamlı yanıttır aslında. Çünkü gerçekte yapan onlardır sanatçılar değil…
''Şiir'ler ayak izleridir...'' Ayşegül...
İyiki geldin...