eLveda VefaSız...
nerden bilirdim..
seninle o gün vedalaşırken, seninle hergüne vedalaşacağımı. hep böyle yaparsın sen.. önce bir buse kondurur, sonrada çekip gidersin. çelişkilidir hep sözlerin, ne zaman kesin konuştun ki zaten, kal da demedin, git de.. madem dönmeyecektin, neden umut verdin? ne denilebilir ki sana? içimde bir parça gibiydin, bütün parçalarını paramparça ettin. ne denilebilir ki sana, sen gitmeleri aklına koymuşken.. şu saat.. şu dakika.. şu saniyeden sonra.. sana sadece veda edebilirim. ve diyebilirim ki sana, eLveda vefaSız.. |
---------------
Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğimi.
Cehennem yangınlarından
Ölmeden çıktıysa bedenim; artık
Benim olmalıyım, benim.
Yeter yüreğimi bir çift gözün ateşine rehin verdiğim.
Ateş artıyı Değildir karşılığımız.
Pusatını dağ Sisinden alan,
firarını mermisine Emanet eden bir namludur bu
Eşkıya sevda ki; zulasında asılı Durur kefenlediği ölümü.
Ellerinin çeliğine su verilmiştir ta Adem`den beri.
Bilir ve intihar Cüretiyle yoklar yüreğinin tetiğini.
Güneşin kızılca kıyametine çatar Kuruyan umut dallarını.
Yanacaksa Cehennemden beter yanmalı!
Kim anlar ki eşkıyanın sağlamlığını;
Özleminin çiseyle yıkanmış şafak
Değerini kim?
Hani ellerine kuşlar İnerdi, kardan üşüyen kuşlar...
Bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi ay Şahrud.
Eşkıya yüreğime çığ düştü
Üşüyorum ha...
Aç ellerini.
Geldim mutsuzluğumla
Yürek susuzluğumla
Koynuna al demiyom eşikte koyma beni
Koynunda yatır demem Yeter bağışla beni
Aç ellerin gireyim Sana ömrüm vereyim
Kuruyan dudaklarına Nefesimi süreyim
Dağlara küs olur mu
Bahara yas olur mu
İki can bir bedenken
Ayrı yatmak olur mu
Biliyorum suçluyum
Kentin kirli suyuyum
Sevmesini bilmiyorsam
Geçmişin sonucuyum
Söz - Müzik: Tuncay Bozyiğit
Solist: Emrah Altınok