22
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1439
Okunma

Akşam olunca bulutlar şiir tokaları takar
Yıldızlar soyunur, sevda hüzünlerine,
Bir yanıp, bir sönüp el açanların yüzüne
Ay’ın etrafı çillenir, çileden örgü giyenlere
Yer ile gök arasındaki
Kovalamacaların ayak sesleri zamanıdır
Ki adım seslerinden anlaşılır...
Kimi ebediyete göz kapamaya
Kimi hasta ziyaretine
Kimi büyüklerin elini öpmeye
Kimi dostta, arkadaşa hatır sormaya
Kimi aşk’a, yolcu karşılamaya
Kimi ayrılığa el sallamaya
Kimi bir treni kaçırmaya telaşlı
Kimi otobüse binmeye atar adımını...
Sabahında bulutlar pijamasını çıkarıp
Yeni esvaplarını giyer mavice
Dostlar geceden kalma demlenmiş
Sohbetlerini yudumlar çay niyetine
Aşk mutluca uyanmıştır, muştulara gebe
Hüzün yüzünü yıkamış bekler günün neler getireceğine
Tren mürettebatıyla kıvrıla kıvrıla
Dumanını tüttürürken, keyiflice yol alır
Otobüsler sağ ve sol şeritlerden
Birbirlerine korna çalarlar "gün aydın" derler...
Zaman akıp giderken
Kovalamacalar, saklambaçlar
Yürek zulasına atılmış
Söylenmiş, yutkunmuş söylenememiş sözlerle cebelleşir...
Not düşülse sarı ya da beyaz bir kağıda mesela
Ve...tarih atılsa kırmızı kalemle
Yarın hatta az sonra ölecekmiş gibi yaşasa
Ve...sonra o tarihler tekrarlansa
İnsanoğlu ne yaptığıı-yapmadğını sorgulasa
Taa ki diğer ölüm randevusuna giden sürece kadar
ayşe yayman
5.0
100% (10)