UZAKSIN
ne gelir elden
uzaksın kendimi bilerek kaptırdığım dikenli tuzaksın… tutabilsem ellerini toplayıp bütün yıldızları tek tek koyabilsem ellerine geceyi ezip geçsin aydınlığı aşkın bir bulut üstünde salınmış saçlarına tutunayım beni gözlerinin derin vadilerinden geçir kendimi sende kaybedeyim ve yine sende bulayım denize ulaşan sular gibi… dönüp dönüp kayalara çarpılsam da her yağmur damlasında saçlarına döküleyim bırak öleceksem bir martı kanadında sana uçup gelen rüzgar olayım... sen yeter ki unutma beni gözlerin yıldız olsun ben seni sayıklayan düşler göreyim izin ver yokluğunda varlığını seveyim... ne gelir elden uzak iklimlerdesin ben gecenin koynunda yalnızım mehtabın şavkında hayalinle konuşurum sen ise doğan güneşe sunarsın kendini saçlarını dağıtan rüzgara aşıksın ben ızdırabıyla kavrulurum sevdanın soğuk kaldırımlarıyla konuşurum bu şehrin sokak lambalarıyla ısınırım seni koyarım her bankın üzerine dizlerine yaslanırım bordur taşlarının hasretini büyütürüm içimde seni bu şehrin ışıklarına yazarım yaşarsın benden sonrada yokluğunda kendime mezarlar kazarım… 08.08.2009 Orhan BEKTAŞ |