GÖK ÇEŞMESİNDEN
uluğ bir ağacın dokuz dalından
türediler onlar Dokuz Oğuzlar yiğitlik sütü emdiler bir kurttan çoğaldılar delikanlılar kızlar oba oba boy boy soy soy oldular Kırgız Türkmen ve Oğuz dalıydılar koca çınarın sevdalısıydılar türklüğün adını hep mutladılar düşmanları sarınca dört yanını tutsak düştü saçtırdı al kanını bulunca ıssız anda fırsatını iki alp Ergenekon`a kaçtılar bir koca kurt ki rehberdi onlara nasıl dayandılar o sarp yollara Ergenekon damga vurdu görk yıllara belki asırlarca orda kaldılar o ne güzel bir yurttu o masalsı dağlar zümrüt düzü altın sarısı suları berrak çiçeklerin hası yağmurlar toprağı ıslattılar dar gelince Ergenekon Onlara yol aramaya çıktılar dağlara bir demirci körük yaptı bayıra odlayınca dağdan geçit açtılar çıkınca geniş yurda toy ettiler her yıl bu bize kut olsun dediler ata yurdu deyip çok sevindiler mutlu şanlı günlere ulaştılar Banu Çiçek obada nazlı bir kız uruşgu çıkınca kartal amansız vurunca kılıcı dev tenler cansız ne düşmanlar bozguna uğradılar aşk deyince türküleri dillerde mani mani koşuk hep gönüllerde en destansı aşkları yaşadılar Kül Tigin Oğuz Han ve Bilge Kağan bir efsane uluğ onlarda hakan gök çeşmesinden içen yabgulardan nice büyük devletleri kurdular Orta Asya onların görk yurtları ayrılmak zor kuruyunca suları dağıldılar dört yana yok durları nihayet Anadolu`ya vardılar |