AKIBETİN MECHULDÜR YAR.
Toprağa düşen her tohum,
Can bulur kainatta. Toprağa kök salar,sarılır sıkı sıkıya Dallanır budaklanır, Renk renk çiçekler açar, Miskiamber koku salar etrafına. Sardunyalar misali sarsanda sen benim gönlümü, Oluk oluk aksan da damarlarımda. Ben bir kök salamadım senin gönül topraklarında. Salınarak özğürce dolaşamadım, Ne damarlarında ne de gönül sarayında. Sen aldığım nefesin birisi, Gözümün nurusun desem. Geride ne kaldı sermayemde bende bilmiyorum ama, Ömrümün geride kalanını sana bahşettin desem. Kalan üç günlük ömrümü paylaşırmısın benimle? //Yoksa korkarmısın ömrümün hazana ermesinden, İki damla yaş olup süzülürmüsün nurlar içinde gözlerimden?// Hani diyorum bir kırmızı gül uzatsam sana. Tamda ömrümün hazan mevsiminde acan. Gönül bahçemin en mahrem köşesinden. Bu gülü soldururmusun bilemem ama, Kokusunu hapsede bilirmisin tüm hüçrelerine, Siyah beyaz en duru haliyle ? Uzanıp tutarmısın korkusuzca ince dalından? //Yoksa korkarmısın nazik ellerine dikenlerinin batmasından? Ellerinin al kanlara boyanıp nefessiz kalmaktan?// Kucak açtım son defa duygularım yağmur gibi yağarken. Akıbetin meçhuldür yar, Kara gözlerimde perdesin. Erkeğin eli çobuksuzu, Kadının kucağı çocuksuzu, Gülün dikensizi makbul olmaz sevdiğim bunu böyle bilesin. Safiye Samyeli |
saygılar sunuyorum.