Gittin..Git..Öyle Özgürüm ki..Gittiğini söylemedim kimseye... Varmışsın gibi yapıyorum... Ama gittin... Gittin...Git...Öyle özgürüm ki... Hiç bu kadar rahat olmamıştı sana git demek... Oysa uzak bir ülkeye yerleşme ihtimalinde "sen gidersen bende gelirim"lerim vardı bolca ve hemen dilimin ucunda... Tükettim... Tükettin... Umut açık bir renkti... Beyaz gibi...Sarı gibi... Bence en çok sarı yakışırdı umuda... Kirlendi... Umut aydınlıktı... Umut gökyüzüydü... Karardı... Kızmadım sana...Kızmıyorum da... Dürüsttün bir kere... Oynamadın... Seviyormuş gibi yapmadın... Hiç ilk defa sarılmadın... Hiç elini,elime ilk dokunduran olmadın... Hiç önce sen öpmedin... Ama... Kollarını ilk sen çektin sarıldığımızda... İvedilikle yine sendin elini elimden çekip "hissizce"dizinin üstüne koyan... Dudaklarını en önce sen ayırdın... Aradığın ben değildim zaten... Farkındaydım... En çok da bu farkındalığa rağmen ısrar edişim gebertiyordu beni... Utanıyordum... Hep yanında telaşlıydım... Bocalıyordum... Ve... Gittin...Git...Öyle özgürüm ki... Cevapsız kalan en güzel sorumuzdu; "Biz birbirimizin neyiyiz?" Hiçbir soru işaretinin ardına hemencecik yakışmazdı coşkuyla ve aynı anda gelen tebessüm... Bunu da başardık ya.. Lanet olsun..." |