KENDİNLE SAVAŞ
Beni âdem abdâlan şırıl-şırıl çağlayan.
Can-ı canan dolanan hoş görüyle dağlayan Edep hayâ ar’layan sevgisiyle harlayan Ocağıyla tavlaşan odlarıyla savaşan Elvan-elvan çevrede çevrelerde dolaşan Bağlardaki güllerde bülbüllerde ballaşan Uslardaki düşlerde kaş gözlerde nurlaşan Ocağındaki közde küllerinde barışan Havalanma nazlanma hoşgörüyü kavurma Ahmak mağrur kalemi kelamınla yağlama! Dalından kök ucuna zehir zıkkım sulama Ocağını kurutup külleriyle savurma Rifat KAYA CAN DOST MÜSADE HANIMIN ANLAM DERİNLİĞİNDE Kİ KELAMI BURADA İLAÇ GİBİ OLSUN. SAYGILARIMLA. insanlar ikinci yüzünü terkettikleri anda huzura kavuşacaklardır tek yüz olmalı, maskesiz yaşamalı maskeler atılmalı, ufalanıp parçalanmalı yoksa güvensizlik insanı diri diri mezara gömer kime sorsanız aynı sözü duyarsıznız, yok be kardeşim kimseye güvenilmiyor, kimin ipiyle kuyuya inilir, Allah korusun seni bir yudum suda boğarlar o zaman ben kötüyüm, sen kötüsün, o kötü, iyi olan kim peki sorgulamalı, herkes kendini sorgulamalı Bunun içinde her insanın hayatında ‘’önemli bir dönüm noktası’’ olmalı Mesela başlattığı bir dostluk, kardeşlik, bir arkadaşlık, bir sevgi, bir uğraş gibi… önemli bir dönüm noktası DEĞİŞİM İÇİN ÖZEN VE EMEK GEREK bu da düşünsel evrim çizgisi hakkında bilgilenmeyle gerçekleşir Mesela: Her hangi bir olumsuzlukta Teknik açıdan kendini yenileyen uysal kişi, efendiliği göz önünde tutup, sesini alçaltarak o ortamdan uzaklaşır, tam aksine bunu fırsat bilen aksi kişi, kendi daracık dünyasının içinde, öldürücü gücün simgeliğini üstlenerek çıkardığı yüksek sesle alçak sesi bastırmaya çalışır Benliğinin en şeytani duygularını geliştirerek ulaştığı en yoğun nefreti, aheste aheste sunmaya başlar. Bu arada da yeni taktikler uygulatarak, her türlü değeri hiçe sayar Kendi toplumunda, homurtularıyla, krallığını uygulayanlar, yaratıcılığı engelleyip, doğallığı ve açık yürekliliği yok etmeye çalışanlar vardır. Bilmeli kişi, çağdaş insanların düşünceleriyle kendi düşünceleri arasındaki farklılığı bilmeli ve görmeli, nasıl bir uçurumun ucunda olduğunu. Çünkü uçuruma düşmenin derecesi yoktur yok ediciliğin(üfürükçüler-karabilimciler-kandökücüler-bölücüler) temsilcisi kimliğini taşıyan fertlere, bu özellikleriyle, yaratıcılar arasına giremeyecekleri hissettirilmeli. İnsanlığın değerini belirleyen yankı, o dinmez çağıltı dinlettirilmeli, belki o zaman kişi özünü oluşturacak çekirdeği keşfedebilir dinliyle-dinsizin-mezhepliyle, mezhepsizin-zenginle- fakirin, bilgiliyle bilgisizin kaynaşma noktasında, kentlerin, ilçelerin, köylerin ortasında buluşulan ortak noktada, insanın varlığı alaşağı edilmeden, olumsuzluklara çözüm önerilir ve çamurdan değil, aynı hamurdan oluştuğumuz akıllara yerleştirilir. işte o zaman aynalar parçalanır, bıçak saplanır yok ediciliğin kimliğine ve zehir kokan imgesine işte o zaman ılımlı insanların doğuşu başlar en azından bizden sonra gelecek olan nesiller de korkusuz yaşar saygıdeğer dost şiirin bana hissettirdikleri bunlardı, paylaşmak istedim saygılar bırakıyorum sayfana Müsade |