GECE
Geceydi; güneş gökyüzü ile öpüşmesini bitirmiş sineye çekmişti kendini, bir dahaki buluşmaya dek...
Nefes almaya çalıştığım dört duvar arası Pokemonlarla süslüydü... Her bir saniyeyi vurgulayan tik tak sesi bilinmezliği vurguluyordu sanki... Geceydi ; dışarda yağmur , odada Pokemonlarla birlikte tik tak sesi... Peki ben nerdeydim ? Bir çocuğun diyarına sığınmış olmalıyım... Evet ya bir çocuk, Pokemonlarla renklendirilmiş !.. Peki ben neden burdayım ? Ve nerde olmalıyım? Ya sen küçük çocuk ? Mekanını bana teslim etmişken, sen nerdesin? Neydi ki hayata dair yaşananlar ?.. Tik taklar kulağımda, yüreğimde karanlık, etrafımda Pokemonlar... Ve gece !.. Ben buraya ait değilim çocuk ! Hayat karmaşası sürükledi beni buralara... Bu gece buradayım, teşekkürler sana !.. Oysa rahatsız etmek istemezdim seni, ben nasılsa bulacağım yolumu. Sen rahatını bozma çocuk ! Yüreğimde sızı, gözlerimde korku, kafamın içinde sorular, Pokemonlarla dolu dört duvar arasında, her saniye tik taklayan sesle, bilinmezliklerimle başbaşa... Oysa Rahatsız Etmek İstemezdim !.. |
"Sen rahatını bozma çocuk !
Yüreğimde sızı,
gözlerimde korku,
kafamın içinde sorular,
Pokemonlarla dolu dört duvar arasında"
Şairin kendi çocukluğumu
(yaşadığı/yaşamadığı).
Ama anımsayın bizde
ne kadar yaşadık ki
çocukluğumuzu...