Gözlerimi Sana Bıraktımbaşımın üstünde kırılan ekmek dolaşan tuz bırakılıyor sokaktan geçen çocukların avuçlarına dilimin vebalini bu şaşkın sevinçli gözler mi ödeyecek susayarak bir tas suya kurşun döktürüyorum kınalı elleriyle bir kadına yüreğime şekiller çizdiriyorum yeminlerin kırılışını göğe resmeden bulutlar geçiyor yemenisinin ince kırmızı işlemeli uçlarından sanki ben ağlıyorum... senin tütsü seven ellerin, tutmazdı gerçek olsa da, ömrümün ortasına yığdığım bu kara dumanı... " insan kendi gözyaşında boğulurmu?" bilmediklerim kadar vazgeçerken bildiklerimden ve yabancılaşırken elim ayağıma, gözlerimi sana bıraktığımı hatırladın mı? bakıyorsun tuza ekmeğe, kurşun da sensin su da sensin müsade ettim gömsünler diye gözyuvalarımı şarabını içmediğim bir asmanın serinliğine sadece iki üzüm tanesi aldım karşılığında asmak için boşluğumun derinliğine tutamıyorum tutulamayan bir yanı var bütün yeminlerin gözlerimi vermeye gelmedin sağolasın ekmeğin tuzun hatırına sağolasın ölü bakışlardan geliyoruz topu topu iki şehir arası istasyonlarda yol gözlemiş olmanın yetişmeliği çabucak dinlenmiş bir şarkının çeyrek ezberlenmişliği yetti bana kartpostal yer edinmişliklerimi bıraktım yurtsuz kalsın dibi delik bir testi sanki doldurulmayan bir yanı var bütün seyrüseferlerin işte böyle gözüm zamanın terkisinde bir heybe yaban otudur gördüklerim dokunduğunu görüyor artık hayatçizgisi derin ellerim başımın üstünde kırılan ekmek dolaşan tuz adına yeminsiz söylüyorum gözlerimi sana bıraktım görmüyorum bakılmayan bir yanı var bütün yaşanmışlıkların kurşunuysa hep aynı bütün yaraların müsade ettim gömsünler diye gözyuvalarımı sadece iki üzüm tanesi aldım karşılığında asmak için boşluğumun derinliğine gözlerimi vermeye gelmedin sağolasın ekmeğin tuzun hatırına sağolasın gözlerimi sana bıraktım |
sevgiler murat...her dem şiire ve dostluğa...