Akibet toprak
Gecenin sessizliği
sinsice çökerken içime gölgeler uzayıp kısalır girer başka biçime Eşyanın benzi solmuş pek sitemkar bakar yüzüme yokluğun bir çığ gibi büyür sonra düşer peşime Acaba suçlu ben’ miyim bir de kadere sorayım kader mahkumu isem bilmem;kime nasıl yanayım Dertleri zincir yapıp bağrıma sen diye sarayım akibet toprak.......... bahtıma bir kurşun da,ben sıkayım |