ALKIŞyaşam röntgen makinası mübarek herkes birbirinin kopyası genleri karışmış nüktesi çalınmış cilvesi boyanmış aslı nerde saklı gri oynaşmalar ar damarlara yapışmış vurdum duymazlık prim mi yaparmış varsın olsun aslı çok uzaklara kaçmış yaşamın aklı çoktan alınmış hakkını arayan dalgalarla sevişirken mavi, sus çığlıkları atmış! ayşe yayman |
Geçende düşünmüştüm... Herhalde bir insanı aslıyla tanıyabilen tek kişi annesi... Çünkü daha doğduğumuz anda bizi görebilen bu varlık zamanla kendisini bize katıyor, sonra baba, sonra arkadaşlar, sonra sevgililer....sonra topuyla ve eksik kalmışlarıyla hayat... Biz artık tanıdıklarımız, sevdiklerimiz, bizi terk edenler, acıtanlar ve özleyenlerden ibaret bir varlık oluyoruz... Annemizin tanıdığı aslımız, zamanla hayatla karılıyor...
Ama yine de karılanla ortaya çıkan gerçek oluyor, hayat kadar gerçek.... Oysa sizin bahsettiğiniz çok daha başka bir şey, kendisine karılanları saklayan ve maskelerle yaşayanlar... Ne kadar çok değil mi? Belki de acılar, terk edilişler, duyguların kullanılması korunma mekanizmaları geliştirmeyi sağlar ama aslını saklayabilmek ve olmadığı birisi gibi davranabilmek için aslında da oyunculuk barındırıyor olması gerekir insanın...
Güzel şiir kutladım şairem...
Derya