BENSİZ BİR YOLÖmrümün en uzun yolunda, ne kadar ağaç varsa gülerdi bana, Belediye işçileri sulardı onları, ben selam derdim yapraklarına. Söğüt ağaçlarının dibinde, içi geçmiş armutlar vardı nedense, Hiçbir şey yerli yerinde değildi gittiğim yolda. Sefer tasımın içindeki üç parça patatesten başka yoldaşım yoktu bu yolda, Biri benimse, diğerleri merhametime ısmarlanırdı. Yüreğimin götürdüğü son durak, gülen gözlerin asıldığı yerdi her zaman. Karşı kaldırımdaki börekçi bana bakardı her sabah, Bense gözlerini hiç görmediğim, buğulu vitrin camına bakardım. Çok zor ihtimaldi düşüncelerimi süslemesi, Her hamlemde parçalanacaktı fiyatını bile sormanın suç olduğu su böreği, Oda istemezdi bilinçlice sona gitmeyi. Hâlbuki bir ayraçla ayrılmıştı romanın gülen yüzü, İçimden ne olduğunu bilmediğim hisler zorluyordu göğsümü, Bir gün güleceğim bu yolun tozuna toprağına derken, Yüreğimin götürdüğü yer, romanın bensiz yüzüydü. Ünal 04.06.2009 |