BAHTI KAPKARA
Martta Ankara soğuk
Kızılay donuk... vitrinlere bakıyorum buruk buruk. eteğimden tutmuş çekiştiriyor bir çocuk. eli kara, yüzü kara, gözleri kara... belliki bahtı doğuştan kapkara... Mendil uzatıyor. abla noolursun diyor. saçları kirden dolaşık, elbisesi delik delik yırtık. boyu sekizinde, gözü otuzsekizinde gösteriyor. yalvarıyor... eteğimi çekiştiriyor... acıyı kedere katık yapıp, kaderini doyuruyor... karnı hiç doymuyor. elim ayağıma dolanıyor, yüzüm kızarıyor, vicdanım inliyor, cebimden üç-beş kuruş çıkıyor. çocuğun kaderini satın alamıyor. Elimdeki parayı alıp hızla fırlıyor. vicdanım hala benimle boğuşuyor, iki damla gözyaşı yerdeki buzu eritiyor... saat iki olmuş arkadaşım bekliyor. hayat hep kaldığı yerden devam ediyor. insanlığımız telaşa kapılmış, sokak çocuğu devletin işi deyip, vitrinlere koşuyor... |