Ama gereksin aşnâ,a çeşm-i sen dere-i Zilan'a.Çekilmez tâhminimde hâsiret,bu sene de Ali-i divâna.!Cânlara, yâ cânlara cânân; kesmiş midir yekûn tesîr, el gibi mey de vâhdet Çok demdir etmiş beri hırka-kefen et, zîrâ âl içindedir ân-gâh, râh-ı selâmet Ne güne kalmıştır şâhtan rüşân, melâl söyle ay dil, tâ Dadal’dan boya-i gülîşân İndirmiş mîhrâb türkmen kızı kaştan, muhâkkaktır ki çıkmış posttan çatısız virân Gerek benim inim-inim nâlende, sâd-pâreyim, gerek işim pür âh-i sâzende Nedir aman ey şol cân da perâkende, tüllenende ol şükr Filistin’li bedende Bir hâl olsa germemiş felek yây, sürmelenmiş özge âh, sekiz ırmak hâk-e pây Eyyâm-î elvân gelmiş âfet-i fitne devrilmiş, topuk güvercin, zilif ânbermiş vây Ne yalan, düşe-kalka semahât, ’edeb değil’ tek kılca sîhhât, tâbib ki levhâsız heyhât Efendim! Göyçeğim hâtırlat, sanâtmış âh eğer her-ca mâkam-ı seyyât, öleyim Nezahat. |
ve apayrı bir his dolaşır dimağımda...
En kalbî hürmetlerimi arz ediyorum efendim.