Yetecek KadarDünya için çalış yetecek kadar Kefenden başka şey götüremezsin Onu da yıpratır eskitir mezar Daha-daha ister yetiremezsin… Akıllı ol da bin Dünya sırtına Güzel azık topla yükle kartına Hiç ummadığın gün gelir fırtına İşler yarım kalır bitiremezsin… Rızık dediğimiz birkaç kap yemek Giyip eskittiğin parça çul demek İkram ettiğin var ona ver emek Bu günleri geri getiremezsin… Sermayen kadar iş yap da bunalma Faizle kredi sakın kullanma Döviz cinsi şeyle kanıp borçlanma Aşırı artarda ödeyemezsin… Garibi-Salih Yıldız…….30.05.2009 . |
Hiç Ölmeyecekmiş Gibi Dünya İçin, Yarın Ölecekmiş Gibi Ahiret İçin Çalış"
Günlük hayatta tembelliği İslami bir söylemle reddetmeyi gayeleyen bir hadis dikkat çekicidir. Bu hadisi hemen hemen herkes "Hiç Ölmeyecekmiş Gibi Dünya İçin, Yarın Ölecekmiş Gibi Ahiret İçin Çalış" şeklinde bilir ve aynen lafzı gibi de idrak eder.
Gerçi bu hadisi beyan edenler, her nedense sadece "Hiç Ölmeyecekmiş Gibi Dünya İçin Çalış" kısmıyla örneklendirirler. Fakat yanlış tevil edilen bu hadisin aslı nedir?
Kesb, kelime olarak mal gibi maddî kazançlar için kullanıldığı gibi, ilim gibi, hayır veya şer gibi mânevî kazançlar için de kullanılır.
Gerçi dinimiz, ahirete öncelik verilmesini esas almış ise de, müntesiblerinden dünyayı ihmal etmemelerini de talep eder. Dünyanın ihmal edilmemesi, maddî kesbe yer verilmesi demektir.
Ancak, dilimizde "Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi âhiret için çalış" şeklinde şöhret yapan hadis, daha farklı bir şekilde Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan rivayet edilmiştir. Suyûtî'nin Câmiu's-Sağîr'de kaydettiği bir veçhi şöyledir ki, İslami düşüncede bunu teyid eder;
"Hiç ölmeyeceğini zanneden kişi gibi (dünya için) çalış, yarın öleceğinden korkan kimse gibi de (dünyaya bağlanmaktan) kaçın."
Bu hadise, ulemânın verdiği cevaplardan biri şöyledir. "Eğer insan ebedî yaşayacağını bilirse dünyaya hırsı azalır ve bilir ki, arzu ettiği dünyalık, onu talepteki hırs ve koşuşturmayı bir kenara bıraksa bile elinden kaçıcı değildir. Şöyle der: "Dünyalığımı bugün kaçırsam bile yarın elde ederim, nasıl olsa ben ebedî yaşayacağım." Bu sebeple Resûlullah: "Dünyalık hususunda ebedî yaşayacağını zanneden kimsenin ameliyle amel et, dünya işleri için hırslı olma" buyurulmuştur."
Bu te'vile göre, hadis hoş bir metod ve tatlı bir lafızla dünyalık talebinde teenni ve hafifliğe teşvik etmiş olmaktadır. Hadis, diğer taraftan âhiret ameliyle ilgili olarak da, -hadisin zahirinde görüldüğü üzere- "yarın öleceğini zanneden kimsenin gayretiyle gayret göster" irşadında bulunmuş olmaktadır.
Kur'ân-ı Kerîm, "Ailene namazı emret!" (Tâha 132) açıklığında bir emirle, dünya işlerine teşvîke yer vermez. "Namaz kıl!", "Oruç tut!", "Zekat ver!", "Ahiret dünyadan daha hayırlıdır" gibi pek çok irşatlarla ibadet hayatımızla ilgili açık emirlerde bulunduğu halde, insanları iş hayatına ve dünyevî kazanca teşvîk edici sarîh emirlerde bulunmaz. Fakat bu, Kur'ân'da o meselenin yer almadığı manasına da gelmez.
Ancak dünyanın, ahiret ile mukayese edilemeyeceği ve aynı değerde olmayacağı hadisle vurgulanmıştır. Bu meselenin zihinlerde yanlış yer etmemesi için hadisin doğru yevili önemlidir.