Kör karanlık... (bülbülün düşmanı altından kafes)
Çaresiz izliyorum geçen zamanı,
kör ressamın tualdeki resmiyim donuk. Dizlerimin bağının yokki dermanı, yaz gelmez bir daha,tenim kış soğuk... Deniz feneri sönmüş karanlık, kime sığınayım bu azgın suda. Bir liman olsaydı,biraz aydınlık, ateşlere düşmezdim kahpe pusuda... Neredeyim,bir ses,bir tutam nefes, duy sesimi falcı çingene. Bülbülün düşmanı altından kafes, keder boynuma urgan,vazgeçmiyorum yine... Gölgemi adım adım izleyen hırsız, çuvaldızı batırdı gözbebeğime. Bu duygu utanmaz,nasılda arsız, yabancı kaldım kendi öz benliğime... Yılların tortusu birikmiş yığın, sırtımın kamburu milattan önce. Bir oyundan ibaret hayat sandığın, aklım şaşıyor,gerçeği görünce... Hamalıyım beynimi kemiren soruların, yüküm okyanusun en derininde. Bugünümde dün gibi,gülecek mi yarınlarım? sevinçle coşacakmıyım günü birinde... Siyah beyaz bir filmin en hüzünlü sahnesi, dili geçmiş zamanda,dili geçmeyen kader. Gözlerimi kör eden dostlarımdan hangisi? inandığım her yalan,bir öncekinden beter... Bir an bile susmayan sözler ağzımda tutsak, sancılı nöbetlerde bulamam yolu. Dünya yalanla doldu,güneşe mi sığınsak? Bir an bile olmadı saadetle dolu... enginname... |
alın benden de o kadar...
güneşi görmedim desem...
sevgimle...