şehir geceye düştü
gün ışıdı bak !
bir papatyanın gölgesi düşmüş yaprağına gece gündüze devrediyor ulvi falını ya kavuşurum karanlığa uykuda ya çıkarım sabahın mahmurluğuna bir cırcır böceği zikrediyor sabaha çil horoz geceyi yolculuyor can havli ile yamalı elbisesiyle simitçi çocuk susamlarını temizliyor yaladığı parmaklarıyla tan yerine yürüyor beyaz güvercin bir martı nasibin peşinde sürükleniyor köpük çıkaran vapur ardında taze ekmek kokusu karışıyor içine çektiği zehir kokusuna bir şehir uyanıyor bir şehir oynaşıyor günahlarıyla kapat şimdi göz kapaklarını geceye yürüsün şehir gün ışımış ne fark ederki gün geceye ölüm gibi alışık dudağında dökülür garibanın senfonisi çılgın gecenin şaşaasına inat ve köprü altında aşık olunur şehre imrenerek ölüme yapılır serenat içiçe geçer hayal ve gerçek eller yumruk olur kelime titrek ya nasip çekilir tesbih taneleri gün elbet bitecek gece gelecek gün ağardı bak ! Hattab(Y.K.) |
geceye yürüsün şehir
gün ışımış ne fark ederki
gün geceye ölüm gibi alışık
.....
Gece de gün'e.
Bir ksır döngüdür bu her daim tekrar eden alışkanlıklar gibi.
Selam ve selametle.