YAŞARKEN ÖLDÜMSararmış yapraklar tek tek düşerken yerlere Kapılmış savruluyorlardı umarsız, Güneyden esen sam yelinin önünde, Serin bir son bahar akşamı Kır kahvesinde rastlaşmıştık hani.. Öyle bir bakışın vardı Korkak,ürkek birazda utangaç İşte bu halinle dolmuştun o gün En mahrem hücrelerine yüreğimin O da neyin nesi, Davetsiz misafirin yüreğime gelişi İğde kokularının arasında Böylesine yabancı bir duygu Hiç uğramamıştı Sol göğsüme. Efil efil çırpındı bir avuç yüreğim Çizik yemiş suretim. İtiraf etmesi güç olsa da İşte o an Aşık olmuştum galiba ben.. İki demli çay Bir ordan bir burdan derken Dökülü vermişti, Ayaz çatlağı dudaklarından hayat hikayen, Bir elmanın yıllar sonra bir araya gelen İki yarısıydık sanki senle ben. Yıllar ne çok şey alıp götürmüştü bizden İkimizde çok ağır geçmiştik, Hayatın çark denilen dişlisinden. Umut yolunda biz olmuştuk, Bardakta kalan son çayımızı yudumlarken. Söz vermiştin gelecektin, Haftaya Cuma kır kahvesine. Kim bilir belki senin elinde bir demet menekşe, Benim elimde ise sana yazılmış bir şiir, Kısa (cık) yalnızca üç, beş hece. Ben sözünde durdum Tekrar geldim sağlık üzerine helalleşip Ayrıldığımız yere. Gün geceye kavuşmakta, Sen hala yoksun küçük kır kahvesinde. Menekşelerini bilemem ama Ben SOLDUM, Beklemeye takat kalmadı bende. Umut yollarım kapandı mı yine? Yoksa gördüklerim bir düş müydü? Sam yellerine mi karışıp gitti Toz pembe hayallerim, Hey hat! pembelerim uçtu gitti, Tozu kaldı yine ellerimde, Kader yine getirdi beni tuşa Hani o gelmediğin gün var ya İşte ben o gün Yaşarken bir kez daha ÖLDÜM sayende. |