Kalıp gitmek mi huzur? Dönüp savurmak mı saçlarını?
* * * * *
Yakarışın tek adresiydi sensizlik, Gölgenin en büyüğüydü karanlık, Ufuğun sönmez ışığıydı kara bulutlar...
Gördün mü yağmuru? Sonraki gökkuşağını? Koşuşan çocukları? Peki ya gürültülerini?
Hepsi karanlık... Solmuş çiçeklerin gürültüleri, Tıpkı bir kalp hırsızı gibiydi. Yürümek ise büyük marifetti. Sevgi çok büyük ama imkansızdı. Büyük ama imkansız aşk... Tadına varabilmekti amaç. Kalkıp koşabilmekti ona doğru. Adım atabilmekti umuda. Bulunca sarılıp öpebilmekti. Tüm beden tamamen hissedilerek, Kamçılamaktı bu sefer aşk... Acı çektirmek değildi hiçbirşey, Dönüp durmak değil, Saplamaktı kabaca bütün herşey..
Kavuşma vakti gelir. Güneş kendisini göstermeye başlar, Bulutlar gökyüzünü hızla terkederken; Umutlar yeniden can alır... Gözden kaçırılan şeyler vardır. Aslnda umut hiç yoktur, Beyindeki karmaşıklık oluşturur. Samimiyet hiç oluşmayacak, Hiçbir gerçek gün yüzüne çıkmayacaktı.. Sonsuzluk bulacaktı bedenimi. Ruhumu teslim ederken Son sözlerim gene sana olacaktı.. Mutluluğu tat bitanem !
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İmkansızın Gerçek Yüzü. şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İmkansızın Gerçek Yüzü. şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
hep merak ederdim denizlerin ve okyanusların dalgaları neden hep kıyıya vurur diye ...bende o dalgaların arasında bulduğum zaman kendimi anladım işte ... ONLAR KENDİLERİNE AİT OLMAYAN BİR ŞEYİ KIYIYA VURUYORLAR...
ayne bir imge yumağı şiir sayfasına gelmekle mutluluk tadında doldurup ruhumu kaçmadan önce papatyalarla erguvanlarımı döküyorum sayfana ki buram buram misler gibi koksun yokluğumda