YENİÇERİYeniçeri askeri, Osmanlı’dan yadigâr, Kurmuştu bu ocağı, Murad Hüdavendigar. Bu askerin en büyük dayanağı uhuvvet. Uhuvvetle katıldı, kuvvet üstüne kuvvet. Dünyanın gözleri bu askerlere çevrildi, Güçlü devletler bile, önlerinde devrildi. Müslüman’ca olurdu yapılan her hareket, Hak yenmezdi ve sonuç, sonsuz bolluk bereket Mehterle coşarlardı, sonra gayret ve zafer, Zafere doyurmuştu, halkı bu aslan nefer. Şecaat cesaretle dopdoluydu her biri, Cihat ruhu taşırdı, o günkü yeniçeri. Geçmişlerse yürüyüp, üzüm bahçelerini, Yenmişse öderlerdi, asıp akçelerini. Osmanlı güç kazandı, yeniçeriler ile, Bu orduyla girildi her beldeye her ile. İstanbul’u onlarla, fethetti Sultan Mehmed, Bu askeri övmüştü, Resulümüz Muhammed… Cesaretle yürüyüş, zafer hep şatafatlı, Sura bayrağı böyle dikmişti Ulubatlı. Yavuz, Sina Çölü’nü, bu askerle aşmıştı, Kanuni Viyana’ya bunlarla yaklaşmıştı. Rüşvet virüsü sızdı, bozdu girdiği yeri, Artık yeni girenin, eksikti kariyeri. Yavaş yavaş kokular gelmeye de başladı, Alışılan zaferler, iyice yavaşladı. Yeniçeri gözünü çevirdi içeriye, Zor görünce cepheden kaçar oldu geriye. Şimdi artık elinde silah olan bir zorba, İsyan için bahane mi yok mesela çorba... Sefere çağrı için çalınsa bir borazan, İsyankârlık ruhuna girmiş kaldırır kazan. Haraç istiyor, kelle istiyor, hem ne kadar? En başında sadrazam, kaç kelle sırada var? O gün laiklik yoktu, bahaneydi şeriat, Şeriat kalkanıyla, işlenirdi şenaat. O devrin medyasıydı, çıkarcı birkaç kişi, Zorbaları kışkırtmak idi bunların işi. Siyasete girerek, menfaat pekiştirir, Padişahı devirir, iktidar değiştirir. Müşteki onlar kadı onlar cellât da onlar. Yalnız değil sarayda sadık bendeleri var. Millet yılmış her kirli taşın altında asker, Korkudan dile gelmez yedikleri herzeler. Deve havutla gitse, görmezden gelinirdi, Hesap sormak ne mümkün, dosyalar silinirdi. Sefer mi, savaşmak mı, zorbaları tümden sil, Ellerinde silah var, laf söylemek ne kabil? Dünya medeniyette dev adımlar atarken, Düşleri kelle almak, gece gündüz yatarken. Eski yurtta kaç devlet kuruldu bölük pörçük? Bıçak geldi kemiğe, yetti bunca kötülük. Zorba ağaları ki, rütbeleri general, Ortalama kırk yılda bir yaptılar ihtilal. Sultan Mahmut eliyle kazındı zorba kökü. Almasını bilene, ibret dolu bir öykü. Yürüdü bütün millet, tuttu linç etti bir bir, Dümdüz oldu askere ait olan her kabir. Zorbanın kökü söndü, bu olay büyük hayır, Rabbım milletimizi zorbalardan sen kayır. www.ekremsama.com |