gittiğinde;bir hüzün başladı yine akşamın son saatlerinde güneş kendini çekti gökyüzünden ay puslu geldi geceye keman sesleri yükseldi yine gramafondan hüzünlü ve kederli bir acı çöktü üstüme gittiğinde; bir martının kalabalık çığlıklardaki yalnızığı gibi hissettim içimdeki senin eksikliğini menekşe gözler ağlasada şimdi avucuma dolan gözyaşlarımda sarı siyah bir resim ne güzel gülüyor bana ben ağlasamda istanbul bile anlamıyor yaşatmıyor keyfini hüzün ve kederle sildirmiyor eserini... vkeskin |
"Sen gittiğinde kırmızı bir mühür vurulur hayatı(mı)n üzerine.
Sen gelene kadar " tadilat nedeni ile kapalı(yız)der " kalpler. Ruh dünyalarında yıllık sayımlar yapılır. Yediğim her şey seninle çarpılır, duyduğum her heyecan sana bölünür. Seni düşünmediğim her an benden çıkartılır, beni düşündüğüm her an seninle toplanır. Ve sonuç hep " sen " çıkar. Bir tek " senin sağlaması beni , ben " yapar.
Sen gittiğinde, ben de giderim.
Gittiğin uzaklıkların tam tersinde sana ulaşmaya çalışır, kendime yenilirim. Utanmak gelmez aklıma her gördüğüm cansız ruha seni sorarım. Tanımazlar seni. Oysa beni görenler senin de varlığını anlar. Kimlik kartı olarak seni taşırım.
Umulmadık çevirmelerde kolluk kuvvetlerine seni takdim eder, iş başvurularına imzayı hep " sen " diye atarım. Doktorlar sıhhatimi öğrenmek için seni dinlerle. Senin adına öksürmemi, ağzımı açtırdıklarında derinliklerimde seni görmek isterler. Tüm tahlil sonuçları sen çıkar."