BİR ŞEHRİN OLMAYAN KADINI
Bugün evden çıkmadım
Perdeleri örttüm gündüz vakti Koca bir günü kapattım dışarı İzin vermedim karanlığıma dokunsun İzin vermedim yalnızlığımın büyüsünü bozsun Öyle alışmışım ki Çok ayrılık gördü bu gözler Çok eli avucundan kaçırdı bu eller Çok "elveda"lar duydu bu kulaklar Çok bitişleri sırtlandı bu yürek Ama hiçbirinde bükülmedi bu dizler Dün gibi aklımda İki adım yol ne bitmemişti hani Biliyordum Yolun sonundaki veda Yolun sonuydu hakkaten de Son veda olacaktı bu "Bükül" buyurmuştu sanki dizlerime yüreğim İki büklüm kalmıştım ben de Dünya adımlarımın askıda kaldığı O küçük boşluklara sığdırmıştı sanki deveranını Kuşların kanat çırpışları yavaş Trafik sakin Sanki o son birkaç dakikanın bitmemesi için Elele vermişti tüm varlık Senin varlığınsa, yokluğunu miras bıraktı gitti Son temaslarında tenin Her şey yine can buldu Artık acı gerçekti Ve sindire sindire yaşamak gerekti Yolun o çatalında Sen kendi yarınına gittin Ben ucu nereye varır bilmediğim bir yola yürüdüm Minarelerden yükselen akşam ezanı eşliğinde Manisini bulmuştu gidişin Yokluğun kanlı canlıydı ama Varlığını akşam ezanıyla yüreğime defnetmiştin Eştiğin yürekten akan damlalar Bir salyangoz gibi iz bıraktı arkamda Kimler gördü bilmiyorum Çünkü ben kimseyi görmüyordum o ara Ama gören varsa demiştir arkamdan "Yazık, Yazık etmişler adama" Ezan sesiyle kendimi buldum karanlık evde Akşam olmuş, hava kararmış meğerse Ne zamandır ve kiminle konuşuyordum Hangi odasındayım diye baktım Seninle sokulup huzur bulduğumuz köşesinde Yaslanmış duvara öylece bana bakıyordum Açtım perdeleri Pencereyi araladım Yağmur yağmaya başlamış Önce toprak kokusunu çektim içime Sonra kaldırımdaki ıhlamur ağaçlarının kokusunu Kaldırımlarında geziyorsun hala sokakların Köşebaşlarından dönüyorsun yüzünde tebessüm Otobüse biniyorsun Taksiden iniyorsun Bir kafeye giriyorsun Başka birinden çıkıyorsun Yanımdan geçen her yüzde bana bakıyorsun Her ebevyninin elini tutan çocukta bana el sallıyorsun Kimi başkalarının ismiyle bana sesleniyorsun Kimi ben selam veriyorum Tanımaz gibi yüzüme bakıp susuyor Ve sinirli bir edayla arkanı dönüp gidiyorsun Beni sensizliğe çektiğim perdelerin arkasına hapsediyorsun Bir küçük pencere aralığından Yokluğuna "yok" dediğim evime doluyorsun Ey koca bir şehrin kokusunun üstüne sindiği Yokluğun burada Sen neredesin Neden yoksun |
Çok ayrılık gördü bu gözler
Çok eli avucundan kaçırdı bu eller
Çok "elveda"lar duydu bu kulaklar
Çok bitişleri sırtlandı bu yürek
Ama hiçbirinde bükülmedi bu dizler
-----------------------------------------
acılar yaşanan hayata dair kesitler birleşince çıkan duygu seliyle dökülmüş mısralara.
ellerinize yüreğinize sağlık.çook anlamlı hüzünlü şiiriniz. kaleminiz kırılmazsın.