YOLCUSUNU BEKLEYEN HANCISen bir müzik kutusunun kalbimin derinliklerine Bir merhem gibi geliyor kanayan her yerine Çalabilmesi için ezginin gökkuşağının ötesine Değmesi gerek gözlerinin gözlerime... Kutunun içinde dönüyor bir gelin ve damat Kırlardaki rüzgarın sesine eşlik ediyor beyazlı bir afat Sevgime kefil olarak verebilsem kalbimi teminat Ben hep seni seveceğim döndükçe kainat... Bu hem kaderdir hem de güzel bir mukadderat Seni kazanmak için oynanıyor bu tirat Gönlümü sana veriyorum ister al, ister at Umrumda değil Cennette çıkacağım sensiz yedi kat İmkansızlıklar arasında biten bir kardelensin gönlümde Senin gibi muhteşemine rastlamadım ömrümde Yıllar sonra durduğumuzda göğün tepesinde Göreceksin yüzlerce kardelen açmış dağların eteklerinde Ben sade bir gülüm sen ise yediveren Yılda yedi kere gönlümü deren Kalmadı kapısını çalmadığım eren Zehir bile sunsan sadece sensin çare veren Ben beyazım sen ise kan kırmızı İki ayrı renk olsak da sevgimiz tamamlar aşkımızı Olmaz ise dikenleri tutarken sancısızı Güller de ayrı kalamaz goncasızı Her daim dökülmez gözyaşları hüzünden Mutluluk hiç eksik olmasın o güzel yüzünden Melekler kıskansın her daim ışığı gözlerinden Şefkat dökülsün ilelebet dillerinden Mutluluğun resmini yapan bir ressamsın en derinden Bülbülün ötüşüyle çocukların gülüşünden Ama bir de gidersen aniden Gönlümde eser kalmaz maviyle yeşilden Tolga der ki hayat bir yolsa bu handa Ben her zaman hazırım beklemeyi seni bu limanda Dostumdur benim seni bana getirecek zaman da Sen buna inansan da inanmasan da... |