BİR EŞEĞİN HESABI

Memleketin birinde bir ağa yaşıyormuş,
Zenginmiş malı mülkü çoğalıp taşıyormuş.

İmrenirmiş görenler o’nun zenginliğine,
Selam duruyorlarmış görünce kimliğine.

Göstermelik de olsa hatırı sayılırmış,
Verdiği emirleri her yerde duyulurmuş.

Günler geçmiş bu ağa hastalanmış aniden,
Namaz kılarım demiş iyileşsem yeniden.

Birkaç gün yatan ağa iyice ağırlaşmış,
Gözde feri azalıp nefes almak zorlaşmış.

Azrail baş ucuna dağ gibi gelivermiş,
Her nefsin sonu gibi hak vaki oluvermiş.

Ağanın bir oğlu var ne hayırlı bir evlat,
Babanın sorgusunu dinletecekmiş heyhat.

Cenazede bulunan insanlara dönerek,
Bana bir bakın hele demiş böbürlenerek.

Babamın mezarını her kim gidip dinlerse,
O’na ne soracaklar kulak verip anlarsa.

Bin Deve beş yüz koyun bir tarla vereceğim,
Çuval ile parayı önüne sereceğim.

Bunca parayı pulu bir çırpıda duyunca,
Bir garip fakir çıkıp ben dinlerim deyince.

İki mezar kazmışlar ikisi de yan yana,
Bir de delik açmışlar buradan iyi anla.

Biraz sonra sorgucu melekleri gelmişler,
Bu ölü zaten bizim bu sağ neci demişler.

Sağ adama sormuşlar ne işin var burada,
Sen olmasaydın eğer ağa vardı sırada.

Demiş sorulanları sizden dinleyeceğim,
Duyduklarımı gidip ağama diyeceğim.

Sen söyle hele bize Dünyada neyin vardır,
Veremezsen hesabı vallahi işin zordur.

Bir eşeğim var demiş malım mülküm yok başka,
Siz ağama sorsanız ben de dinlesem keşke.

Demişler sen eşeğe ne kadar yem verirsin?
Bunun karşılığında ne kadar yük vurursun?

Her öğünde vallahi bir avuç yem veririm,
Bunun karşılığında yüz kilo yük vururum.

Başlamışlar dayağa haksızlık değil mi bu?
Bir avuç arpa için yüz kilo yük olur mu?

Bir eşeğin hesabı sürmüş sabaha kadar,
Düşünmüş ağa acep sorguları ne eder?

Ağanın oğlu hemen huzuruna çağırmış,
Ne sordular babama söyle diye bağırmış.

Bir eşeğin hesabı sabaha kadar sürdü,
Daha da veremedim süremiz sona erdi.

Hapı yuttu orada vallahi senin baban,
İstemem malı mülkü istemem aman aman!

İhsan ŞOLA-07.04.2009