BİR CEVAPSIZ ARAMA
Ey efsunlu gece sakla ruhumu,
Ay sakın ele verme beni, Sen sakla sırlarımı Samanyolu, Sen benden bihaber yaşa sevgili, Sonsuzluğu verdim aşkımla sana, Gelen her yeni baharda, İlkinde yeni sevdalara yelken aç, Sonun baharında hüznünle hatırla, Bir kenarda boynu bükük dururum. Ses etmem kalbinin bir köşesi, Yeter bana orada huzur bulurum. Sen yaşa yalan sevmeleri, Yaşa bebeğim hayatı doyasıya, Korkma Azrail yaklaşamaz sana, Gözlerinde saklansın sonum, Ölümleri ruhundan aldım ben, Kalbimin yanına, cebime koydum. Vakit geliyor, gidiyorum. Gün bir başka doğacak ikimiz için, Ben seninle baki bir uykuya dalacağım. Sen o gecede kızıl ateşinle yanacaksın. Ben gözlerimi sana kapayacağım. Bir daha açılmayacak gözkapaklarım. Sen arayacaksın sıcaklığımı, Buz dağı öpüşlerinde, Ben son nefesimi çekeceğim usulca, Sen şen şiirler yazarken, Delice sevişmelerinin sonunda, Çoktan gitmiş olurken ben, Anlam veremeyeceksin sevgili, Düşen bir damla yaşa, güzel gözlerinden. Geceler yarılanacak sancılarıyla, Kaçamak molalarında elinde telefon, Bu gece arayacaksın beni, Duyacaksın o soğuk tonda, Sen diye verilen son nefesimi. Benden aldığın her şeyi, Saklayacaksın yüreğinin bir köşesinde, Benden çaldığın ne varsa, Naftalin kokusuna boğulacak, Ceviz işlemeli sandıklarda, Ve bir ah düşecek peşine, Gelecekte mutluluğun için bir dua, Sen mutlu olacaksın ben yiterken, Kimseler bulamayacak beni bende, Karanlıklara düşerken cesedim. Sen sevinçleri yaşayacaksın. Ben senin şehrine gömüleceğim. Sessizce gidiyorum işte, Sırrıma mazhar olan dostlarım. Sakın üç kuruşa satmayın beni, Bildikleriniz sizde kalsın. Bak veda etmiyorum sizlere, Bu şiir ve bu veda, Sadece o tapılan sevgiliye, Biliyorsunuz sizde, Onda ne değersiz olduğumu, Hüzün düşmesin gözlerinize, Ey efsununda yittiğim gece, Ey beni ele vermeyen ay, Ey sırrımı saklayan Samanyolu, Bir fısıltı verin sevdiğimin düşlerine, Anlatın ona sonumu, Gözlerimden onun düştüğünü, Son nefesimde adını söyleyerek, Bu dünyadan göçtüğümü. Anlatın martılar çığlıklarınızla, Adıma verilen gariban sela, Sen söyle ona ne olur İstanbul’a, Şimdi gitme vaktidir artık, Kan çanağına döndü yine, Gözyaşlarımı sildiğim mendilim. Ben seni sevmekle tükenmişim. Ne mutlu bana sevgili, Hayata sende son vermişim. Aşkımı bırakıyorum sana emanet, İnsanların gözlerinde saklanırken ihanet, Sen sadık ol bana kadınım. Bu dünyada olmadı belki vuslatımız ama, Huzuru mahşerde seni beklerken bulacaksın. Aşkı sürüp gözlerime bakacağım sana, Sana öyle bir sarılacağım. Ayrılık bile ağlayacak kavuşmamıza, Seni bırakmamacasına yaşayacağım. Elveda sevgili, elveda. Ben ölüyorum artık canım. Yaşamaların en güzelini bırakıyorum sana... Haydi bir kahkaha at ardımdan, Sarıl o belirsiz siluetlere, Özlediğim gibi özlersen bir gün, Gelirim sana ruhumla bir gece, Sen üzülme yeter ki gülüm. Hüzün sinmesin gözlerine, Sen yaşa kadınım, ben ölürüm, Bir değil binlerce kez senin yerine... / Gece yarısı, Kadının elinde telefon, Geçmişindeki adamı aradı. Çaldı.... Çaldı.... Çaldı.... Ölen bir adamın aşkından geriye, Bir cevapsız arama kaldı/ BAKİ EVKARALI |
sen
gönlümüzün şairisin...
o sesin ve muhteşem şiirin konuşmuş yine