Ölümün Penceresinden
1.
Can sıkıntısından Aldım kalem kağıdı karalıyorum Aklıma gelen ne varsa Kalbim beni taşıyamaz olalı on gün oldu On gündür bir ben Birde karşı yataktaki Seyfi amca Bilmeden bir savaşın içindeyiz hayata karşı Galiba insan ömrünün son deminde Kalıyor kaderiyle baş başa Seyfi amcanın sol yanı felç Bir karısı var bitap düşmüş Koşturmaktan hastane koridorlarında Bir oğlu var duysa gelir Bir kızı var babası için canını verir diyor Güllük gülistanlık zamanda gelmeyen Gelir mi darda zorda Yine de gelir diyorum gelir Bir ona üzülüyorum birde kendime Burkuluyor içim ağlayamıyorum Her şeye alıştım Asık suratlı doktorlara Tatsız tuzsuz yemeklere Bir tek kokusuna alışamadım buranın Bir tek kokusuna Saat dokuz dedi mi ışıklar kapanıyor Oda zifir mi zifir O zaman anımsıyorum geçmiş günleri bir bir Kimisi bir çocuk gülümsemesi gamzelerimde Kimisi içime akan zehir Neyse ki sabahçı kuşlar ısıtıyor içimi Galiba insan ömrünün son deminde Kalıyor böyle kaderiyle baş başa Şimdi bilmediğimiz bir savaşın ortasındayız Ben ve Seyfi amca 2. Bu sefer can sıkıntısından Almadım kalemi kağıdı Sabaha yakın yenildi Seyfi amca Karısı vuruyor kendini duvardan duvara Erim diyor, beyim diyor Ben sensiz neylerim Kimlere giderim Doldu gözlerim hiç dolmadığı kadar Ağladım hiç ağlamadığım kadar Ruhumuzu kirlenmiş sular yıkıyor Bir elimiz yapıyor diğeri yıkıyor Galiba ömrünün son deminde Alışmalı insan ölüme Galiba ölüm tek çare ölmeyi bilene |
On gündür bir ben
Birde karşı yataktaki Seyfi amca
Bilmeden bir savaşın içindeyiz hayata karşı
Galiba insan ömrünün son deminde
Kalıyor kaderiyle baş başa
Ruhumuzu kirlenmiş sular yıkıyor
Bir elimiz yapıyor diğeri yıkıyor
Galiba ömrünün son deminde
Alışmalı insan ölüme
Galiba ölüm tek çare ölmeyi bilene
O duyarlı yüreğiniz şifa bulsun ilhamınız ve kaleminiz daim olsun... Ve dilerim ölüm arkadan vurmasın hiçkimseyi kalleş bir düşman gibi