BOŞU BOŞUNA
Dünyaya geleli kırk yılı geçmiş
Bazen sendelemiş çoğukez düşmüş İstemiş gülmeyi düşlerde görmüş Görüyorsun amma boşu boşuna Dertler ona gardaş çileler sırdaş Çöller yatak olmuş yastığı bir taş İçeri kan ağlıyor gözlerinde yaş Ağlıyorsun amma boşu boşuna Yüzüne güleni dostu sanıyor Yalan bilmez kim ne derse kanıyor Özü gibi saf birini arıyor Arıyorsun amma boşu boşuna KARABAĞ’IM dünya kimseye kalmaz Doğruluk yaş ağaç asla kırılmaz Garibanın külü tüter korolmaz Yanıyorsun amma boşu boşuna |
bunu bilirsek sukutu hayal olmazız