ZEHİR - ZIKKIM
ZEHİR - ZIKKIM
Yine bir şafak vakti ve yine hayallere nöbetçi yüreğim Zehir-Zıkkım gibi hayallerimdesin. Ürkek bir çocuğun yüreği gibi Ya da şekeri elinden, alınmış ağlayan bir çocuk gibi Göz yaşlarım damla damla süzülmekte Zehir-Zıkkım gibi göz yaşlarımdasın. Bak yine şırıl şırıl yağmur yağıyor Hani altında beraberce yürümek isteyipte Tek başıma yürüdüğüm yağmurlar yağıyor Gözlerimdeki yaşlar gibi, yağmurlarda depresyonda Zehir-Zıkkım gibi depresyondayım. Sen bilirmisin Yürek sancısının acılı haykırışındaki dehşeti? Ya da çaresiz kaldığım an yaşadım cinneti? Zehir-Zıkkım gibi dehşetteyim. Hem de zehir-zıkkım gibi. Hani dinlediğimiz bir şarkımız vardı Sanki bizim için söylenmiş sözleri Zehir-Zıkkım gibi bizi anlatan "Kar beyazdır ölüm, Ellerinden gülüm" Zehir-Zıkkım gibi ölümümsün... Ey sevilen yâr Sensiz hayat Zehir-Zıkkım gibi bir hayat Zehir-zıkkım gibi hayatımdasın... 30 Aralık 2001 - 06:00 (Radyo evi) Ali KARABOĞA |