EY TÜRK!
Şerefi katran, zift çalınmış bir gece
Tarihi hayal olmuş sanki bilmece Dudaklarda gizli anıdır, ilk hece Ufuklarda batan güneş gibisin Türk ! Kılıcı kınında saklı uyuyan dev! Sanki gözleri kapalı duymayan dev! Niçine, nasıla kafa yormayan dev! Dökülen hazan yaprağı gibisin Türk! Şimdi alnında ter, gozlerinde yaş var. Saçlarında kar, gönlünde nar; tarumar.. Geçti yine sana yar olmayan bahar, Derinlerde gezen, dalgın gibisin Türk ! Yıkılıp yok olsan da sen, için için Peşine takılıpta bir onmaz hiçin Sorsalar da bu gaflet neden ve niçin? Takatsiz kalmış, bir yorgun gibisin Türk ! Al koynuna gündüzü, bırak vehmi de.. Telaşın izi var belli; her derdinde. Geçti asırlar, nice vaadler geldi de.. Uçmaz! yuva yapmaz, kuşlar gibisin Türk ! Beyhude! unutuldu verdiğin vaatler. Tersine işletiyor zamanı saatler. Yollarını gözlüyor nurlu şahitler Dudaklarda hazin, şarkı gibisin Türk ! Aht etmiş yiğit var Bozok yaylasından Kadınındandır, kısrağından toyundan Onların güçleri asil soylarından Dirilmeyen o ölüler gibisin Türk ! Bir hayal gibi anarız da adını Yemin ettik, yaşatacağız andını Bizler alacağız dedikçe Ahtını.. Yaklaştıkça kaçan, serap gibisin Türk ! Sonum olsun ölüm karlı dağlarında Hüzün bağlamış tütmeyen ocağında Peşindeyim bir yar gibi otağında... Sen ki adı var, kendi yok gibisin Türk ! Kurultay buyruğudur maziden isim Ölmeden önce görmek, bütün ümidim Bin parçaya bölünsem de dilim dilim Şimdi aslına döner gibisin Ey! Türk ! .............. K. Kurultay |