aydın/münevver in yalınızlığıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın telefon direğinin tepesine bastım karda
dört yıl yandım ısındım karanlık ayazda veyselin kusurinin pir sultan diyarında
amerikan darbesinden altı yıl sonra
gecenin bir vakti vardım sivasa şubatın onbeşi utançlı garajda sordum şarab içen iki civana boyum bir seksen dört erkek güzeli kardaş şarkışla otobüsü nün vakti şarkışlalımısın kardaş boyuna posuna kurban olduğum yok kardaş tosya -kastamonuluyum -- ha sittir lan boyuna bakıpta adam sandıydım allahtan ankaradan yarı sivaslıydım. otobuse bindim önce şarkışla sonra ver elini altınyayla muhtar m.ali de sabahladık ogece yirmi genç sabaha kadar bilgiye doymuyodu hiç genç üçgün misafir ettiler allah razı olsun sevdiler sevdim daha ne olsun okula vardığımın ilk günü idi daha henüz sakalım çıkmamıştı yılmamıştım henüz seyit döver söver zeki yi lise sonda birinci müdür seyreder aydın seyreder bu utancı tuttum bileğinden evren durdu o anda mazlum öğrenciler güldü o anda abo bo...nu döküyüm o çocuk öğretmenmiş hem yürekli hem kuvvetli imiş öğretmenmiş değişti lisenin kaderi o gün pınar gürleşti mehmet hoca o dağda sanki devleşti devlet oydu fizikti matematikti aştı dertlinin her derdine dermandı baştı kimse onun derdinin olacağına inanmazdı ilahtı korkmaz olmaz demez yükten kaçmaz silahtı hiç bir fişçi hoca o nu sevmezdi iktidarlar ardındaydı allahla derin olan kahramanlar ................................................ vardım adam selamı ile adam olmayan başkana ayağa kalktı makamını gösterdi kızdım adama lojman dedi ilk boşalan senin olacana keferenin sen al şu sıra dilekçemi bulunsun dedim gözüm tutmadı kitap yüklü eşekti sanki hali kalktık birlikte namaza fevzi abide tabi beş gün sonra lojman boşaldı oğluna ver anahtarı ankaradan beni zannetmiş başkan er geç bakancı lojmanın anahtarı verilmez çünki ben bir yabancı hasana allahımız aynı değil seninkine tapmam dedim makamında olan hakareti ettim haklıydım söz demişti encümenin önünde yine su koyvermişti aynı mekanda adamları ve fevzi düşmanlığımız tam beş yıl sürdü dostum tek fevzi bayramlarda hep hastalanırdı alırdı rapor giderdi bu durum komutanın dikkatini çekti ayılttı açığını buldu bunu yalvarttı çelenk yaptı tükürdüğünü hep bir bir yalattı lojmanımıda tüm lise akşam evim dershane yemekhane çoban mamı kitap ister necati iş aş gençler polis olmak yetimler yemek aş camide ders verir gençlere meccane ağlar yalnızlıktan çıldırır hoca bazan askerler destek çıkar başta komutan sonra erganili ahmet koçum benim gelir vakfıkebirden havva gelir atilla gelir liseye yeni bir nur bilim gelir hız gelir |
VEYSELin resmini görünce dayanamadım. dünyaya gelmek hiç birimizin rızasıyla değil ve hiç bir geliş kusur sayılmamalı. belli ki acı tecrübeler yaşadınız. Bu ülke hepimizin, bu topraklar üstünde yaşayan bu insanlar bizim değerli meslektaşım. karanlıkları aydınlatmak hepimize düşüyor .
Benim ilk köyümde ışık bile yoktu. Bir tatil dönüşünde oturduğum lojmanın kapısını ardına kadar dayalı vaziyette buldum. İçeri de evlere şenlikti tabi. Umarım teknoloji sayesinde biraz değişmişlerdir. Ya da daha fazla bozulmadılarsa. Yine de kızgın değilim hiç birine . Herkes gördüğü kadar bilir ve onu uygular.
Hepimize iş düşüyor. Neyse çenem düşmeden gideyim. TEKAÜTÜN RÜYASI isimli şiirimi okursanız sevinirim.
Saygılar