452- MÜTEESSİR GÜLİZAR
Cerbeze sözcüklerin, esiri olmuş şafak,
Mümessil sabahlara yıldızlar savurmakta. Sayhalar bastırılmış kahrolmuş bu gün afak, Nadide akşamları hüznüyle kavurmakta. Lahikalar dökülmüş töhmet üstüne töhmet, Huzurunda idrake müdafi olmuş zahmet, Çare yok, faydası yok sebilden akan kısmet, Kâseye mey yerine kasveti doldurmakta. Şifakar sazendeler çalsınlar hüzzam faslı, Müteessir bu gönül hem gamlı hem de yaslı, Sükûtu hayal olmuş bendeki benin aslı, Vuslatı yâd edelim, tuğyanlar doğurmakta. Galeyanlara gelmiş bu akşam yakamozlar, Lal olsa da sevdalar, elinde bütün kozlar, Yedibeyzalar açsın hicranımdaki sazlar, Revan olmuş umutlar ruhumu soldurmakta. El aman diliyorum bu akşam kaderimden, İtham etmesin beni dilimden, kederimden, Endamı arz edeyim çıkarak düşlerimden, İnfazı vermiş zaman ipiyle boğdurmakta. Efsunkâr şu demlerin kadehini kıralım, Anka kuşu misali Kaf dağına varalım, Oduyla dokunulmuş besteleri çalalım, Edayı nazla tutup efkâra savurmakta. İçelim meyi aşktan yoksa bitmez bu ömür, Odunla yanıyorum ister kız ister köpür, İzabe fırınlara özümü alda götür, Oralardan bir yerden ecele sordurmakta. Usanmaz gönül senden, şad olmuş senle hilkat, Müteessir gülizar söz dinlemez şu rikkat, Uzanır eller sana, olsa da dilde firkat, Mutena lisan ile ismini okumakta. Şahin Hanelçi 04.03.2009 ELAZIĞ |