Dağ çiçeğim....
Canıma can katandın.
Bir rüyada gibiydim seninle ve o rüya dünyamızın bize sunduğu gerçeğin, ta kendisi idi... Yağmurlar yağardı üstümüze, Çiçekler polenleri ile örterken damlacıklarla yere süzülür Rengarenk boyanmış tonların her rengi kalırdı üstümüz de… Bir birimizin gözlerine bakıp gülüşürdük.. Yağmur yerini güneşe bıraktığında yedi çeşit renk ahenkli bir şekilde hilal gibi bizi kuşatır, Sen ve ben renk seçmelerde adeta birbirimizle yarışırdık... O renk senin bu renk benim der tatlı bir rekabete girerdik. Rengine talip olduğumda, Sen dudak büker,masum bir çocuk gibi gözlerin dolardı... Hüzün çökerdi yüreğime baktıkça o haline.. ------------------------------------------------------------------------------------------------ Sen rüzgâr olsan sürsen, sürüklensem önünde. Savrulmak isterim seninle bulutlar üstüne. Katsan beni önüne çıksam dağların yücesine Varsın yağsın kar ile boran çullansın üstüme… ......................................................................................... Ve sen bir gün ansızın gittin. Yetimler gibi kaldım orta yerde. Eskisi gibi değilim ben; Günün sabahları soğuk üşütüyor, Dağ çiçekleri eskisi gibi açmıyor gidişine küskün Yağmurlar yağmıyor üstüme... Yedi renk rengarenk kuşaklarda yok tıpkı sen gibi Rüzgâr yerini fırtınaya bırakmış kasıp kavuruyor içimi, Körfezin ışıltıları da yok... Tıpkı gözlerim gibi matlaşmış, Ağlamak istesem de ağlayamıyorum artık İçin için kanıyor yüreğim yokluğuna Ve hala sen gelmiyorsun dağ çiçeğim… Ve sen hala gelmiyorsun. Dağ çiçeğim Dağ çiçeğim benim... Akgün AKGÜN |
Hüzünlere bürüdünüz bizleri.
Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüeğinize. Beklediğiniz sevgilinin gelmesi dileği ile