GARDAŞ….
Gardaş...
Toprağa dikmeye, fide sorarım Kuşluk vakti kalkıp, onu kırarım Dizerim balyalar, tüccar ararım Tarlalarda tütün yaptın mı gardaş..? Yolunuz asfalttır, açık bilirim Benimde olsaydı,sana gelirim Yolsuzluk içinde, yaşar ölürüm Bizim yolumuza saptın mı gardaş? Bir dilim ekmeğe, muhtaç kalmışım Çöplükten toplamış, gıda almışım Sanma gardaş sanma, somun çalmışım Yardımlardan ekmek kaptın mı gardaş? Gardaşız Adem’den, bu yana güya Karnın tok yatmazdın,olsaydı haya Sözlerin yalandır, yaptığın riya Allah’a inanıp taptın mı gardaş? Muhtaca ortaktır, buğdayım sapım Ezelden beridir, böyledir yapım Bilesin açıktır, herkese kapım Muhtaca kapını açtın mı gardaş? Tilkinin pazarda, neyimiş işi Sebzeye, meyveye, bulamam beşi Boşuna dolanır, parasız kişi Çarşıdan pazardan kaçtın mı gardaş? Sevgiye veririm, varı, yoğumu Yalayıp çıkıyor, sözüm boğumu Söz ile atarım, sevgi tohumu Tarlaya tohumu saçtın mı gardaş? Ömür boyu böyle,yapmışım yarış Aldığım yolları, belleme karış Düsturum yurdumda, cihanda barış Kurtları, koyuna kattın mı gardaş? Toprağım satana, acıdır sözüm Vatan sevgisiyle, doludur özüm Ellerim tetikte, düşmanda gözüm Siperde pusuya yattın mı gardaş? Yurdu koruyorum, akan kanımla Gövdem de siperdir,her bir yanımla Altı çocuk bir de,yanda hanımla Cepheden cepheye aktın mı gardaş? Sen de benim gibi, Allah diyorsan Marttan sonra elbet, gelecek nisan Zengin de fakirde, insandır insan Dünyaya bu gözle baktın mı gardaş? Vatan sevgisiyle, yanıyor özüm Biraz ayrı kalsam,arıyor gözüm Yurt için söylerim, türküdür sözüm Yurduna türküler yaktın mı gardaş? Mehmet’im farkında,elbet seziyor Güçlüyüm diyenler, zayıf eziyor Mazlumlar dünyada,candan beziyor Ezene üzene çattın mı gardaş? Ulvi Mehmet |