HEPSİ KENDİ ESERİM ( yıl 2000 )
Birgün büyüdüğünü hissedersin,
Çocuk ruhunla genç kızlığa geçiş.. Masum çehrende pembeleşmiş yanaklarla, Alev olmuş dudaklarında tatlı bir gülüş. Açılmaya hazır tomurcuk gülün ardında, Güzelliğinle gönülleri yakarsın.. Yükseklerde uçarsın hep, kartal misali. Sanırsın dünya böyle, devran döndükçe. Birgün olgunluğa erişirsin, biraz daha mütevazi, Güzelliğin yine kamaştırır gözleri.. Başın dik ve mağrursun, eh; Ne de olsa kültürlüsün.. Kendine bulamazsın dengini.. Senden üstünler seni beğenmez, sense hiçbirini.. Bir bunalım devresidir alır başını gider. Birgün aşık olursun değmeyecek birine, Beklersin yıllar boyu gençliğini alır gider.. Gözlerde kin! Dudaklar öfke kusarken, Yüreğinin son çırpınışlarıyla ah edersin Fakat nafile, şimdi ki akılla geri dönemezsin.. Yanarsın gençliğine, suçu kendinde bulursun yine. Ama birgün,..ansızın silkelenirsin, Çevirip başını bakarken geriye, Dersin, dünya değmez gözyaşı dökmeye.. Yaş otuzbeş, yolun yarısına geldiğinde, Birkez daha bakarsın aynaya, uzuun uzun, Yok kırışık yüzümde, halâ güzelim diye, Teselli verirsin zavallı, biçare ahvaline.. Gözlerin solgun, dilersin bir hayat arkadaşım olsun, Ben eğitilen,..eşim eğiten olgun olsun, Çok birşey değil biraz da güzel olsun, Kara kışlarım artık, tatlı bir güz olsun.. işte gençlik,.. işte ömrünün yarısı, Ne kalmış ki geriye, toprağa yaklaşırken adım adım.. Açılan kapılar kapanmış, Sevdiklerin, yuva sahibi olup çocuklara karışmış.. Sense mahzun, sense yalnız, Telefonlarda teselli ararsın. Ama ve arayan var ne soran, Yalnızca hayal dünyanla avunursun.. Gün gelir, gerçekle düşleri karıştırır Yalnız yaşlanmaktan korkarsın.. Heyhaat! Hayat ne acı!?.. Gençliğim cahilliğimin kurbanı, Olgunluğum, Yaşlılığıma atacağı son tokadı... |