BAKIYOR VE SUSUYORDUŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Dünyada en büyük nimettir sağlık. Hele de akıl ve ruh sağlığı... Hani derler ya "El elin ölüsüne gülmezde delisine güler" diye... Gülmemek gerekir. Her gün çevremizde görüyoruz. Acaba onların iç dünyalarını biliyor muyuz? Onların gözüyle hayatı görebiliyor muyuz? İşte öyle birisinin hikâyesidir şiirim.
..................... İskelenin yanı başında,
..................... Bir taşın başında ..................... Bir adam oturuyordu. ..................... Ufuk çizgisine bakıyor ..................... Ve susuyordu. ..................... Bir zamanlar yüreğini hoplatan ..................... Kumruların sesi ..................... Artık onun yüreğini hoplatmıyordu. ..................... İçini sızlatan anılarını da .................... Hatırlamıyordu. .................... Güneş sıcak mı, su soğuk mu? .................... Umursamıyordu. .................... Artık çakıl taşları tane tane .................... Çiçekler renk renk değildiler. .................... Su mavi, yosun yeşil .................... Görünmüyordu gözlerine. .................... Etraftaki koşturmacalar, .................... Martıların çığlıkları, .................... Denizin dalgaları, .................... Günbatımları, .................... Umurunda bile değildi. .................... Hayatın sonunda mıydı? .................... Yoksa sonun başında mı? .................... Düşünmüyordu. .................... Zamanlar akıp gidiyor .................... O, hiçbir şeyi sormuyor, .................... Hiçbir şeyi merak etmiyor, .................... Hiçbir şeyi duymuyor, .................... Hiçbir şeyi görmüyordu. .................... Ya da biz öyle sanıyorduk. .................... Sanki yaşıyor da, yaşamıyordu. .................... İskelenin yanı başında .................... Bir taşın başında .................... Bir adam oturuyordu. .................... Ufuk çizgisine bakıyor .................... Ve susuyordu. .............................. 29.01.2009 ......................... Mustafa YÜKSEL |