HUZURSUZLUK EVLERİ
HUZURSUZLUK EVLERİ
Yüzler, mahzun mu, mahzun, Bakışları çok yorgun, Odaklanmış bir yere, Takılıp kalıyorlar, Umutları kaybolmuş, Susup konuşmuyorlar. Her oda çift kişilik, Duvarlarda resim var Gelen ziyaretçilere Bak bu oğlum, bu kızım Bu torunum diyorlar, Peki, bunlar nerdeler? Diye sorulduğunda, Başları öne eğik. Hiç cevap vermiyorlar. Tesisler çok konforlu, Belli ki yedi yıldız, Zavallılık diz boyu, Hepsi yalnız mı, yalnız, Yüzleri kırış, kırış, Elleri damar, damar, Dudaklar ince titrek, Sürekli ağlıyorlar. Yaşarken hep verdiler, Büyütüp yetiştirdiler, Kahrolası bu güne İstemeden geldiler. Bir çeşit hapis gibi, Yaşamları çerçeve, Gözleri hep kapıda, Birimi, geldi diye Mazide muktedirken, Sözümüz dinlenirdi. Sevilip sayılırken, Hayat keyif verirdi. Öfke seli içinde, Bu yerden ayrılmıştım. Yarınımdan korkarak, Geçmişime dalmıştım. Hoş geldin dede diyen, Biricik torunuma, Canı çok acısa’ da, Sıkıca sarılmıştım. |