"YALNIZLIĞIM"Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir sabah erken fatih camisinin avlusunda yürüyordum mevsim kış olduğu için havada çok soğuktu yanımdan battaniyeye sarılı ayakları yalnayak bir adam geçiyordu öyle bir haldeydiki soğuktan tir tir titriyordu kim bilir o hale neden gelmişti o anda o kadar fena oldum ki o adamın hali yüreğimi yaktı ve günlerce etkisinden kurtulamadım ve daha sonra kimsesizleri anlatmaya çalıştığım bu şiiri acizane yazmaya çalıştım
Bir garip doğmuşum anamdan
Böyle yazmış yaradan Ezelde yazılmış bu kader Hak böyle yazmışsa kim ne der Ne beş kuruş param var Ne arayan nede soran var Ne de başımı sokacak Küçücük bir yuvam var Hiç kimsem yok ki Geceler hep ıssızım Yok ki sevgilim karım kızım Tek tesellimdir yalnızlığım Tek arkadaşım tek sırdaşım Gerçek dostum yalnızlığım Tek hazinem ömür sermayem Onu da çalar zaman hırsızım Sanmayın ki çok mutsuzum Yarınlardan umutsuzum Yarınlar çok güzel olacak Ben hep umutluyum Ne arsızım ne yolsuzum Ne taş kalpli bir vicdansızım Ömür sermayemi iyi değerlendiremedim İşte bu yüzden çok karsızım Bazen duygulanır iki gözüm Siler yaşlarımı gelir hüzün Olmasa da şefkatli eşim dostum Okşar başımı yalnızlığım Kimsesizim bir tek başım Kanaattir ekmeğim tuzum aşım Toprak olurken bana döşek Yıldızları yorgan yaparım ben tek tek Mehtap olur doğar geceme yalnızlığım Bir gün musalla taşına konursa Şu benim garip naaşım Kılar namazımı yalnızlığım çıkarken son yolculuğuma Ağlar bana yalnızlığım Kimsesizler mezarlığında tek başıma Koyar beni yalnızlığım Bir garipti diye mezar taşımda Yazar benim yalnızlığım Mehmet Yılmaz İNANOĞLU |