Hay/al(dım) - I
-Hiç olmamış hayal heybemden-
…çölleri aşıveren bir otoban geçidinde mavi bir lale tutuşturuldu elime ‘her şey seninle başlar’dı lakin bir ‘taş meclisi’ soğukluğunda terk edilişin en ‘olasılıksız’ hali ‘huzur’ ikliminde kızıl bir nehirde mor bir mürekkep balığı hayat denilen yaramaz kızıl saçlı çocuğun eline son pulunu teslim ediyor yaz bitmeden ‘yahudi efendi’nin ‘isimle ateş arasında’ki ‘mesel ufkuna’ arsınlar yüklüyorum ‘bir dilek tutuyorum’ benim için lakin içinde ben olmuyorum ‘hayat güzeldir’ diyorum hayat güzel… /La vie est belle malgré tout/* hayata en lakayt halimi takınıyorum farkındayım o bile umursamıyor kendini.. ‘siyah güller’in bittiği o dar yamaca ‘cümle kapısı’nın ilk basamağına acıyla dayanıyorum bir ‘çenebazlık’ tutturuyorum ölümün ve aşkın şehirlerine bir ‘simyacı’ titizliğiyle sokuluyorum babil görünümlü nazenin kız güzelliğinde istanbul’a saçlarımı salıyorum… …bir masalda başrolü ben kapayım istiyorum kül kedisi yetişmeden son provalarına… bu kez ben sunmak istiyorum kızıl elmayı en sulusundan pazarcıdan bir kilo kapıp bütün cadılara yedirmek için kol geziyorum karayip’deki kuru çalılıkların arasında geçen Pollyanna’dan bir sır aldım aslında bu oyunu o başlatmamış o sahte gülüşler ona hiç ait olmamış … robinson bir büyük ada yapalım diyor cuma’yı kapalım ardı sıramıza o ada benim heybeli hep senin olsun diyor iyi olur be kaptan gidelim… kaç masal aştım deniz aşırı yine sana yaranamadım kuleye hapsettirmem kendimi bu masalın kalem tutucusu benim deli saçmalarının telifi de bana ait. ak sakallı prensini bekleyen antika bir masal bozmasıyım ben.. beyaz atlar çoktan demode oldu hayallerimden Irak olan ama amerikanın peşinde olduğu benim olan hayal standımda… … *her şeye rağmen hayat güzeldir’in fransızcası Filbahar/8 |
kutluyorum saygılar gönderiyorum