GÖNÜL POSTASI
Gönül postasının ak güvercini
Süzülüp yurduna vardımı güzel Gizli gizli mektubumu okurken Kem gözlüler bakıp gördümü güzel Düşümde karalar bağlarken gördüm Ah çekip bağrını dağlarken gördüm Gözlerin yaşlıydı ağlarken gördüm Gözlerinin yaşı durdumu güzel Yüreğim kor oldu nefesim duman Çekmekle bitmiyor ayrılık yaman Buralarda sensiz geçmiyor zaman Saat on ikiyi vurdumu güzel Rızasız bahçene bir el uzanmış Sevgi değil nefretini kazanmış Al yeşilin karalara bezenmiş Gülünü yad eller derdimi güzel Kolum dolanmadı ince beline Değdi desem yalan elin elime Dokunmadım saçının bir teline Yoksa bir yabancı ördümü güzel Gönlümde parlayan sevda güneşi İlk göz ağrısının bulunmaz eşi Kar ile kaplanan dağların başı Çiçekli bahara erdimi güzel Gönlün bir yaralı kuşmudur şimdi Sürmeli gözlerin yaşmıdır şimdi Yüreğin dolumu boşmudur şimdi Yerime birisi girdimi güzel Şenlendimi yine dağların başı Bhara erişip savdımı kışı Laleyi sümbülü güneşe karşı Halı kilim edip serdimi güzel Bulutlar çarpışıp şimşekler çakıp Üstüne yağmuru doluyu döküp Dağları yıkarak yanından akıp Sevdamızı sele verdimi güzel Bilindimi oralarda yokluğum Sen hoşça kal ey kınalı kekliğim Bilirim o dağda avcı çokluğun Vurup kanadını kırdımı güzel Sevdiğini çok gördüler yiğide ŞENER’im derdini döktü kağıda Sizin olsun bahçeside bağıda Terk ettim köyümü yurdumu güzel Ahmet ŞENER |