Sanmayın Sâdece Yaş Yordu Beni…
Görüp saçlarımı böyle bembeyaz,
Sanmayın sâdece yaş yordu beni… Hüzünlü ömrümün her günü ayaz, Bahara ermeyen kış yordu beni… Kılık-kıyafeti, resimlik ister, Evi-arabayı, mevsimlik ister, Mümkünü olmayan bir kimlik ister, Gönlümün gördüğü düş yordu beni… Öyle hoş söyler ki yalanı kimi, Sanırsın her derdin uzman hekimi. Katladı sitemi dünya yükümü, El sözüne uyan eş yordu beni… Gitmez bir insanın, onca ağrına, Saplasa hançeri hasmı bağrına. Lâkin, üç kuruşluk çıkar uğruna, Ahbabın attığı taş yordu beni… Sanki toplanır da, bir yerde şerler, İkişer ikişer yola düşerler. Umulmadık anda başa üşerler, Vakitsiz ağrıyan diş yordu beni… Her işin var elbet bir yapış şekli, Dertlerin çoğuna, bir yanlış ekli. Zerre kullanmadan, mantığı, aklı, Cahilin tuttuğu iş yordu beni.. İnsanlığı eksik, tavrı tutarsız, İrfanını sorma, ilmi yetersiz, Ballı mevkilere, emeksiz, tersiz, Torpille yükselen baş yordu beni… Soran yok insanlık doğru izde mi, Yoksa derinleşen bir krizde mi. Arsızlar, hırsızlar, yalnız bizde mi, Hırsı ozon delen dış yordu beni… Veli BOSTANCI |
Tükendi bir ömrü, eyledim heba,
Toplarım , bölerim , gelmez hesaba
Dolunun yanında boş yordu beni.
Kutladım yine çok güzel yazılmış. anlamlı bir eserdi.
saygılar