Köpüren CezvelerdeSalmışım ayazına gönül yangınlarımı, Hani şu korkunç yüzlü afacan zemherinin, Yanmayan ocaklar var dumansız bacalarda, Görünür karanlığı, ağaran tan yerinin. Gömenir kunduralar kar kaplı sokaklarda, Adımlar kaldırımlar üşüyen ayakları, Umutlar dolanmakta ışıyan şafaklarda, Bıraktım gerilerde kaybolmuş tüm hakları. Yunmakta şadırvanın dumansı sularında, Ayazlarda sauna, sevişir güvercinler, Abdeste oturmuşlar sıvalı kollarında, Bildiğimiz insanlar, görmediğimiz cinler. Kıyama durmuş kimi kubbeli camilerde, Kimi hala şeytansı, secdeye konan başlar, Tespihlerde zikir var, tövbekâr yeminler de, Kimi huşu içinde boşanır gözden yaşlar. ‘Gel bir kahve içelim’ der yanımda arkadaş, Telvesi bahanedir sohbet var kahvelerde, Kumar masalarında kavga etmeyin kardeş, Bir huzur beklemekte köpüren cezvelerde. Köpüren cezvelerde arandığım ne, bilmem, Köpüren cezvelerde kâh sevince, kâh elem, Yüreğimin yaşlanmış paslarını silemem, Köpüren cezvelerden beklenen belki selam. 03.Ocak.2009 12.50 |