ŞEREFE
Eşkiyayla kucaklaşmış teşkilat
İş bitmiş altında çarşafın Patlatılmış, tohumundan veled-i zinası Şatolar kurulmuş oyulan inde Planlar yapılan dört başı mamur Vatan, Köstek cebinde müştemilat Öpülüp yanına asılan mushafın. Millilikten sayıldı veledin zinası Burdurulmuş hayaları hayânın, Erketeci, hakkı tel’inde Yüzüne izin verse balçık çamur. O gündü çöküşte milat El pençeydi şehzâde, huzurunda kâhyânın El çırpmalar, musallâya musallat Kuş, çırpmadaydı kanat Kıçı dönükken, çırpma yemiş şerefe..! Yeri ayrılmıştı ruhlar âleminde Annesiyle cenneti gezdi dokuz ay Kendi cennetini aradı düşünce arafa Sözü kesildi kulaktaki ezanla Gönlüne serilmiş mushafa Zerreydi gözünde artık uzay Kudreti ikrarda, dudağı rezzanla Bir iğlikti aleminde Alemdarken Mustafa. Cami manzaralı hanesi Çınlardı beş vakit Çiğlikti âleminde dünyaya sarılmak Baş, Süzerdi minareyi Bilâlle şereflenmişken şerefe..! İnsanlık, buluştu ölümde Defteriyle kucaklaştı talebe Kadehler, doldu gözümde Eller yukarıda, Sen ben ebe... Şerefe..! Şerefe..! erol başçı |
Oku oku dön bir daha oku.
Şer/efe'lerden rabbim korusun.
Saygılar.
ferfecir... tarafından 12/25/2008 11:21:57 PM zamanında düzenlenmiştir.